Bir Kelebek Masalı...Öykü...

Ali Efeoğlu
478

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Bir Kelebek Masalı...Öykü...

Uzun süren uykularımdan uyanır gibiydim gün doğarken..
Tatlı bir sevgi dünyasına doğdu ışıklıydı yeni günüm..
Varoluşun güzelliklerinden biride sanki ben olmalıydım..

Sıcacık bir sevgi doldu içime..
Neredeydim,nerelerden gelmiştim..
içimde ilk önce,sevdiğimden uzaklaşmışım gibi bir his oldu,biraz hüzünlendim..
Fakat daha sonra burada olmamın da bir sebebi vardır diyerek bulunduğum ortama alıcı gözle baktım..
Ağaç yaprakları ve dal parçacıklarından oluşmuş son derece güzel ferahlatıcı,
kocaman yüksek bir evim vardı,ve sadece benimdi o ev..
Ama,neden bilmem,kendimi kundaklanmış bir bebek gibi hissediyordum hep..
Çünkü elimi,kolumu oynatamıyordum..
Buna rağmen yinede ayaklarımın üstünde yavaş yavaş ileri geri hareket ederek
evimin kapısından sarkan yemyeşil yapraklarla karnımı pekde güzel doyurabiliyordum..
Ne kadar güzeldi yemyeşil yaprakların tadı..
sabah çığı düşmüş bu yaprakları yavaş yavaş kemirir,ilk yemeğimi yerken,suyumu da içmiş oluyordum böylece..
Yaprakların üzerinde olan o ufacık su damlacıkları adeta hayatıma hayat katıyorlardı..
Yedim içtim,uyudum uyandım ve zaman göz açıp kapayana kadar çabuk geçti..
Kundağımın kıyısında köşesinde bazı kıpırdanmalar hissettim..
Çok uzun süren yemek faslı sonrası uykularımdan,zaten daima biraz değişmiş gibi uyanıyordum sanki
Ve nihayet kundağım açılmaya başladı yavaş yavaş..
Aman Allahım neler görüyordum..
Artık o hantal,ağır,biçimsiz karnım yoktu,o tuhaf eğri büğrü ayaklarım da kaybolmuştu..
Şimdi kocaman kanatlarım oluşmuştu ben uyku hazinelerimde gezinirken..
ve kanatlarım çok güzeldi,rengarenktiler..
Cennetin tüm güzel renkleri vardı sanki üzerlerinde..
Ayrıca beni korumak amaçlı iki tanede kocaman göz vardı kanatlarımda
Bu yeni elbisem çok hoşuma gitmişti..
Nazlı bir gelin kadar güzeldim artık..
Kanatlarımdaki kadife renklere hayran hayran bakıyordum..
Kahverengi ağırlıklı olarak,bazı yerleri siyah bazı yerleri mavi,kimi yerleri mor güzellikler..
Bunlar ağırlıklı olanlardı,fakat diğer tüm renklerde dağılmıştı kanatlarıma..
O anda,bir içgüdü bana kanatlarımı hareket ettirmemi söyledi..
iki kanadımı hafifçe oynatınca havaya kalktığımı farkettim
Ne kadar güzel bir duyguydu..
Biraz daha kanatlarımı oynatınca başım evimin üstüne vurdu..
Çünkü kanatlarımı çırptıkça vücudum havaya kalkıyordu..
Evet,bu ev bana dar gelecekti bundan sonrası için..
O zaman bende artık dışarıya bu güzelliklere çıkıp hayatımı çiçek bahçelerinde yaşamalıydım..
Güzel bir düşünceydi bu..
Her zaman evimin penceresinden gördüğüm o çiçeklerle dolu kocaman dünyada yaşamak
Hemen kararımı verdim ve evimin kapısına yöneldim..
Dışarısı,o meçhul fakat güzel dünya artık çok yakındı bana..
Evime son bir defa bakıp kendimi boşluğa bıraktım..

Önce hafif düşer gibi olduysam da kanatlarımı oynatınca havada gayet güzel yol aldığımı farkettim..
İşte bende şimdi doğa denen bu Cennete karışmış ondan bir parça olmuştum..
Nereye baksam son derece güzeldi..
Rengarenk çiçeklerdi her an önüme çıkanlar..
Bazen havalanıp onlara yukarıdan bakıyordum,bazende üstlerine konarak karnımı doyuruyordum..
Ve hepsinin ortak bir özelliği vardı bu çiçeklerin..
Hepside son derece güzel,alımlı ve dosttular bana..
Karnım acıkınca yemeğimi yiyordum,uykum geldiğinde ise üstlerine uzanıp
mis kokularıyla en güzel rüyalarımı süslüyordum..
Rengarenk güzelliklerle dolu bir dünyada sonsuz mutluydum..
Beni bu dünyaya getiren O büyük yaratıcı güce,
hepimizin Babası yaratıcısı olan O büyük güce hayranlığım
bu Cennet güzelliklerini gördükten sonra daha da arttı..
Babamız şüphesiz ki çok çok güçlüydü..
Benim minicik kelebek aklımın alamayacağı kadar büyük ve sevgi doluydu..
Onu zaten içimden gelen anlatılmaz bir sevgiyle seviyordum..
Ortam son derece güzel ve hoştu..
Kocaman bir dünya vardı önümde..
istediğim dala konup,istediğim çiçeği ziyaret edebiliyordum..
Bir süre sonra dikkatimi,uzaklarda olan ve kocaman sarı yüksek otlarla dolu bir yer çekmeye başladı..
Merakla oraya doğru uçmaya başladım..
Yaklaştıkça çok güzel bir şey gördüm.
Uzun kulakları olan ve bazen sevgi dolu hav hav sesleri çıkaran büyükkk bir arkadaştı bu..
Ne kadar uysal ve sevgi dolu hali vardı bu yeni arkadaşımın..
onu çok sevmiştim..
Fakat karşısında gördüğüm ise çok daha güzeldi..
Eminim ki bir Melekti o,Harika bir Melek..
Köpekten bir hayli büyüktü..
Kumral,düz saçları olan bir güleryüz abidesiydi..
Duygu dünyalarında gezinen bir güzellik yolcusuydu sanki..
Ve o gezintilerinden birinde bulmuştu belki de bu yeni arkadaşını..
İtiraf edeyim,hiç Melek görmedim şu Kelebek ömrümde,ama herhalde böyle olurdu Melek dedikleri..
O kadar candan ve içtendi ki halleri,hareketleri..
Karşısında olan uzun kulaklı hav hava yiyecek bir şeyler veriyor onun aç karnını doyuruyordu..
Uçarak yanlarına gittim,daha da yaklaştım..
Ve gördüğüm bu sevgi dünyası beni son derece etkiledi..
Dünyayı bir başka güzel sevdim o an..
Evet,ne kadar da güzeldi gördüklerim..
Uzun bir süre onları merak ve sevgiyle izledim..
Daha sonra bu güzellikleri sevgi dolu dünyalarına bırakarak ilerilere, meçhule doğru uçmaya başladım..
Artık o hantal elbiseyi giymek zorunda olmadığıma,
ve yeni kadifelerimle gelen mutluluğuma son derece seviniyordum..
Sanki yeni elbiselerimle dünyanın güzelliklerine birde ben güzellik katıyordum..

Çünkü,çevremde bana hayran hayran bakan diğer canlıları görüyordum daima..
Beni ve yeni elbisemi çok beğendiklerini anlıyordum..
Elbette beni sevecek ve beğeneceklerdi,elbette bana bakacaklardı,çünkü güzeldim..
Giyindiğim yeni kadife elbisem,
en güzel sanatçının, yaratan O büyük yaratıcı Babamızın nakışlarıyla doluydu..
Ben bile bazen hayranlıkla izliyordum kanatlarımı..
Ne kadar da güzeldi bana giydirdiği bu yeni elbise..
Ona olan sonsuz sevgim ve hayranlığım bir kat daha arttı..
Aklımda O,içimde sevgisi uçuşuma devam ettim..
Artık mis kokulu bu ovalar bu dağlar bu dünya heryer benimdi..
Her yöne doğru uçuyor,bu arada yeni tanıdığım diğer kelebeklerle oynayıp eğleniyordum..
Ne kadar da güzeldiler onlarda..
Elbiseleri en az benim ki kadar güzeldi..
Ama renklerimiz hep başkaydı..
Tüm dünyayı sarmıştı biz kelebeklerin rengarenk cümbüşü..
Hep beraber uzun uzun oyunlar oynadık bu sevgi dolu dünyada..
Dünyaya ilk defa sabahın serinliklerinde gözlerimi açmıştım,
şu anda ise hava biraz serindi ve sanki üşür gibi olmuştum..
Ama kocamannn sıcacık bir güneş vardı tam üstümüzde ve içimizi ılık ılık ısıtıyordu..
Üşümem geçmişti,artık üşümüyordum..
İçim sıcacıktı,sıcacık sevgilerin sonsuz güzellikleriyle doluydum..

Üstümüzde ki bu Güneş denen sobayı yakıp bizi sıcacık eden Göklerde ki Babamı andım o an,
ve bu düşünceler içerisinde ovalardan aşağılara doğru indim..
İleride kocaman binalar vardı..
O binaların önünde, bahçede oynayan çocuklar görüyordum..
Çiçeklerle dolu kocaman bahçelerde sanki onlarda çiçek gibiydiler..
Ne kadar da güzeldi gördüklerim..
Kanatlarımı daha kuvvetli çırptım,bir an önce o güzelliklere ulaşmak için..
Ben oraya yavaş yavaş yaklaşırken havada kararmaya başlıyordu artık..
ilk uyandığımda gördüğüm o heryere dolan sıcacık ışık artık yok oluyor gibiydi..
Nihayet çocukların yanına vardığımda,karanlıkların yavaş yavaş çökmesiyle de içim bir tuhaf olmaya başlamıştı..
Bahçede oynayan çocuklarla beraber bir müddet bende oynadım çiçekten çiçeğe uçarak,
fakat o anlayamadığım hüzün içimi her dakika daha fazla kaplamaya başlamıştı..
Karanlığı hiç sevmediğimi farkettim o an..
Neden oluyordu sanki karanlık,keşke ömrü hayatımızda aydınlıklar hep kalsaydı..
Kuşkusuz,karanlıklar ülkesi asla bana göre değildi,geldiğim aydınlıkları istiyordum ben..
Bahçeler ise yavaş yavaş boşalmaktaydılar..
Çiçekler kadar güzel o çocukların çiçekler kadar güzel anneleri bir bir içeriye evlerine çağırdılar çocukları..
Dışarıda ki garip kalan yalnızlıklarımda ise
hava yavaş yavaş soğumaya başlamıştı karanlıklar ülkesi dünyamıza inerken..
Ve,kadife elbiselerimin içinde üşüyordum sanki..

Babacığım

Oysa yanından geldiğim babam sıcacıktı, hem sevgisi hemde ışığı beni sonsuz mutlu ediyordu o zamanlar..
Onu aramaya karar verdim..
Bir ışıkta oturuyordu,kocaman bir ışıkta..
Ve sonsuzlar kadar güzeldi..
Dört bir tarafa doğru uçup Onu aramaya koyuldum..
ileride bir ışık gördüm ve hemen heyecanla yanına uçtum..
Işığın yanına vardığımda gördüm ki kelebek arkadaşlarımın çoğuda oradaydılar..
Acaba onlarda benim gibi babalarını mı arıyorlardı
Fakat bu ışık değildi benim aradığım..
Bu sadece evin dış duvarında asılı duran ve bahçeyi aydınlatan gece lambasıydı..
Ümitle geldiğim bu ışıkta aradığımı bulamamak beni çok üzdü..
Oysa babam beni çağırıyordu..
Oradan süratle uzaklaşıp başka yönlere doğru kanat çırptım..
Deli divane olmuş gibi,heryerde gözlerim O ışığı,O sıcaklığı O sevgiyi arıyordu..
ve uçtum,uçtum,gece boyunca,her yerlere gittim bulamadım..
En sonunda gücümün bittiğini farkettim,
ve usulca bir pembe gülün üzerine uzandım..
Halim takatım kalmamıştı..
Neredeydi sevdiğim özlediğim
Kendimi kaybeder gibi oldum..
Aniden sevgi ile karışık bir hüzün kapladı bedenimi..
Ve gecenin sonsuz derinlikleriyle kaplı olan o karanlık,
aniden aydınlandı gözlerime,
bir tebessüm belirdi yüzümde o an,
işte aradığım ışık buydu,
ne güzeldi,
sevgisi yine üzerime yağmaya başladı..
Kendimi bıraktım O ışığın sevgi dolu kollarına..
Onu çok özlemiştim,
ve şükür sonunda
BABAMI BULDUM!


ELVEDA...

Sevgili Birgüle sevgilerimle...

14/01/2010.İzmir
Ali Efeoğlu

Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 19.2.2011 00:04:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ali Efeoğlu
    Ali Efeoğlu

    çok teşekkür ederim Figen Hanım,sevgili Kentlim..bu öyküyü bir başka sitede ki sizin kadar kıymetli bir başka Kentlimin, değerli Dostum Birgül Hanımın bir grafik çalışmasını tamamlamak üzere onun isteğiyle yazdım..ve dünya güzeli varlıklar olan kelebeklerin kısacık varoluşlarını dile getirmeye çalıştım..beğeninize sevindim..Kelebeklerin Kanadına eşsiz nakışını işleyen Yüce Allah hepimize her zaman kelebek kanatlarında ki gibi güzellikler nasip etsin..sevgim saygım ve selamlarımla...

    Cevap Yaz
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    muhteşem bir anlatım...
    inanın okurken, öykünün içine giriverdim adeta...
    kaleminiz susmasın ustam....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Ali Efeoğlu