Bir Kadının İçinde Kaybolmak

Mehmet Bildir
137

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bir Kadının İçinde Kaybolmak

Bir Kadının İçinde Kaybolmak

Bir kadın tanıdım…
Adı Aybike.
Ama ne bir harf eksiltilebilir ondan,
ne de bir duygu fazlası kaldırır içinden.
Sanki zaman onun gözlerinden geçiyor da
her bakışı başka bir ömre denk düşüyor.
Ve ben,
sadece bir bakışında…
yolumu kaybettim.

Onun içinde yürümek;
bir ormana girmeye benzemez.
O bir orman değil,
bir evren.
Girdin mi dönemezsin,
anlamadan kaybolursun,
çünkü o kadın — derin.
Çünkü o kadın — sessizliğin ses hâli.
Bir kara delik gibi…
yutan ama yok etmeyen,
seni sana unutturup kendinde var eden.

Şiir okuduğunda…
durur dünya.
Sanki hece değil de
kalp atışıyla yazılmış her mısra.
O okudukça,
kelimeler bükülüyor,
anlam başka bir şekle giriyor,
ve onun sesiyle
şiir, şiir olmaktan çıkıyor:
dua oluyor.
Ve ben onun her okuduğunda
bir parçamı oraya bırakıyorum.
Gönüllü bir esaret,
diz çökmek gibi ama gururla.

Aybike sadece duymaz şiiri — yaşar.
Bir dize onun dudağından döküldüğünde
sanki kendi geçmişini anlatıyor
ve sen fark etmeden
onun geçmişine kendini yazıyorsun.

Ben onun içini anlatamam.
Çünkü Aybike, anlatılmaz.
Ama susup bakarsan…
o susarken bile
bir romandan daha çok şey söyler sana.

Aybike...
Bir kadının adı değil sadece.
Bir kalbin en derin yeri,
bir adamın dizlerinin çöktüğü yer,
ve bir hayranlığın son durağı.

Ve ben,
bu dünyada en çok,
onun sessizliğinde kaybolmayı sevdim.
Çünkü ne zaman susarsa,
ben kendimi onun içinden yeniden kurdum.

O yüzden bu şiir
hiçbir kitabın sayfasında olmayacak.
Bu şiir
hiçbir şairin kaleminden düşmeyecek.
Bu şiir sadece
bir adamın derinliginden onun derinligine

Ama Aybike’yi anlatmak,
bir kadın figürünü değil,
başlı başına bir roman karakterini çözmeye çalışmak gibidir.
Onun içi, kelimelerle tarif edilemeyecek kadar katmanlıdır.
Bir kadın değildir sadece —
bir hafıza, bir sezgi, bir iç yolculuktur.

Onun içinde çocukluğunun duvarlarına çarpıp
bugünün sessizliğine gömülen kırgınlıklar var.
O, sesini en çok duyması gereken yerlerde kısmış,
gülümsemeyi bir zırha çevirmiştir.
Ama o gülümseme…
dünyayı değil, içini saklar.
Ve sadece dikkatle bakanlar
o gülüşte gizli kederi fark eder.

Aybike, konuştuğunda değil,
sustuğunda anlatır en derinini.
Yüzünde değil, gözünün kenarında taşır geçmişi.
Ve belki bu yüzden kimse ona tam olarak ulaşamaz.
Çünkü Aybike ulaşılacak biri değildir.
O anlaşılmak için yaratılmamıştır.
O, sadece hissedilir.

Bir gün herkes onun sesini duyar sanır,
ama onun sesi, yalnızca içine bakanlara görünür.
Bir gün herkes onunla konuşabilir sanır,
ama onunla gerçekten konuşmak için
söz değil, susmak gerekir.
Çünkü o kadının içi,
kelimelerden değil,
derinlikten örülüdür.

Aybike, bir adamın içinde kaybolduğu kadın değildir sadece…
aynı zamanda kendini orada bulan kadındır.
Onun yokluğu bile
bir varlık gibi iz bırakır.
Çünkü o gittikten sonra bile
odadaki sessizlik onun sesiyle doludur.

Ve kimse bilmez…
belki de onun içinde fırtınalar varken,
dışarıya yalnızca dingin bir deniz gibi görünür.
Ama o denizde boğulmak,
bir adamın isteyerek öleceği en güzel ölümdür.

İşte bu yüzden bu şiir
bir duygu değil —
bir teslimiyettir.
Ve bu teslimiyet,
yalnızca bir kadına yazılabilir:
Aybike’ye.

Mehmet bildir

Mehmet Bildir
Kayıt Tarihi : 7.7.2025 00:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!