En garibime gideni, kişilerin
Herşeyi kabullenmiş gibi yaşamaya
Çalışması,birde herşeyin farkında olup, hiç bir şey yokmuş gibi davranmasıdır. En ilginçi ise,
Kuralları hep kendilerine yontmaları ve hatalı dahi olsalar mutlaka haklı çıkmaya çalışmasıdır.
Çünkü düzeni koyanlar aynı zamanda düzende
Ayakta kalmaya çalışanlardır. Var oldukları süre içerisinde hep ben zihniyetini canlı tutarlar ki, ayakta
Kalabilsinler. Ama Toplumsal kurallar ve toplumsal
Ahlak bu tür davranışları onaylamaz. Ancak, mutlaka çeşitli yaptırımlar ve kuralları uygular.
Neticede var olunan dünya denilen mekanda herkes mutlu olmayı şiar edinirler.Ama hiç kimseyi öteleyerek veya yok ederek mutlu olmak mümkün
Değildir. İnsanın herşeyinin olması, başkalarının
Zorda kalması kişileri nası mutlu kılar ki? Bunun farkına varanlar öncelikle kutsal din'ler olmuştur. Onun için insanların birbirleriyle iyi ilişkiler kurmasına önem vermiştir. Paylaşmayı, inanmayı, dostluğu, yalan söylememeyi telkin eden hep kutsal din'ler olmuştur. Yani demem o ki, koskoca bir evrende oyalanmak için verilen emanetler için bu kadar huzursuzluğa değer mi? Hemde yarına hiç bir güvencen yokken.
Kayıt Tarihi : 28.5.2025 20:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!