Bir Garip Emeklinin Şiiri

Abdullah Demirel
27

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Garip Emeklinin Şiiri

1956 yazıydı,
24 Temmuz sabahı,
gökyüzü güneşle yanıyordu,
Muğla’nın Göktepe köyünde
bir çocuk doğdu.

Babası eğitmendi,
Aksu’nun suyundan içmişti,
kitap kokusu sinmişti ellerine.
Oğluna miras bıraktı
okuma sevgisini,
ekmeğin yanına katık olsun diye.

Daha kırk günlükken düştüler yola,
Muğla Merkez’in taş sokaklarına,
göç ettiler umutla.

İlk hecelerini Atatürk İlkokulu’nda öğrendi,
sonra Ankara’ya,

Atatürk Lisesi'nin,
Taş Mektep’in soğuk duvarlarına yaslandı.
Gençti,
tıp fakültesinin kapısına kadar geldi,
ama yoksulluk öyle ki:
“Dur! Buradan öteye geçemezsin.” Dedi.

Ve o yılmadı, direndi.
Gazi Eğitim’in sıralarında
gizlice büyüttü hayallerini.

Matematik öğretmeni oldu.
Ama kalbinin bir yanı hep
şiirle, resimle, müzikle, sporla çarpıyordu.
tahtaya formülleri yazarken,
dizeler dökülüyordu içinden.

Sonra bilgisayarlarla tanıştı.
Demirden kutuların içindeki ışığı çözdü,
bir okulun yönetimini
Excel hücrelerine sığdırdı.
Kendi programıyla
kendi alın terini çoğalttı.

Kırşehir’de, Malatya’da,
Denizli’de, Muğla’da
kırk iki yıl
çocuklara umut,
toprağa su,
geleceğe nefes oldu.

Ve altmış dört yaşında
emeklilik kapısını çaldı.
“Tamam” dedi,
“Benim görevim buraya kadardı.”

Şimdi Muğla’da
bir garip emekli,
hâlâ bir ozan,
hâlâ bir ressam,
hâlâ bir bağlamacı,
hâlâ bir öğretmen,
hâlâ bir insan.

Göğe bakıyor,
gözlerinde hep gençliğin ışığıyla.
ve mırıldanıyor:
“Hayat,
bir gün değil,
bütün günlerdir yaşanan.”
ve ben,
bütün günlerde var oldum.
Var olacağım durmadan.

Abdullah Demirel
Kayıt Tarihi : 22.8.2025 01:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!