Bir Ananın Masalı
Ne mutlu ki bana kadınım, anayım!
Adem’ in kaburga kemiğinden yaratılmışım
Ama yüreğime nice ademler sığdırmışım.
Dünyayı dört duvardan ibaret sanmışım.
Dört duvarın içine bir dünya sığdırmışım.
Doğduğumda babamın başı öne eğilmiş
Bense başını öne eğdirmemek için yaşamışım.
Okumak bir sevda olmuş yüreğimde derinlere gömdüğüm.
Orak tutmuş ellerim kalem yerine.
Çocukluk değil ırgatlık etmişim.
Irgatlığı oyun bellemişim.
Ne olacakmışım okuyup da?
Okuyanlar ne olmuş?
Benim harcım değilmiş düşlerimin peşinden koşmak.
Kızmışım, yerim anamın yanıymış.
Erkeği düşman bellemişim.
Sevmek ayıpmış öyle bilmişim.
Ama bir gün benimde yüreğim çarpar olmuş.
Sevdiğimi ilk çeşme başında görmüşüm.
Her gördüğümde bin parçaya bölünmüşüm.
Pencerede beklemişim ırgatlıktan dönüşünü.
Ömrüme bedel saymışım bir tek gülüşünü.
Sandıklarda gizlemişim düşlerimi,
Nakış nakış işlemişim yüreğimi.
Onu dilemişim her açışta ellerimi.
On altıymış yaşım on altına sattıklarında beni.
Sen ne dersin dememiş kimse.
Onlar demişler diyeceklerimi.
Bedenimin bedeline ‘başlık’ demişler.
Yüreğimi parayla berdel etmişler.
Ellerime kınalar yakılmış,
Beyaz kefenim çok yakışmış.
Kuşağımı bağlarken elimi dilimi bağlamışlar.
Beni bile bile ölüme yollamışlar.
Davullar vurulmuş ben diri diri gömülürken.
Hiç görmediğim bir adama kocam demişim,
Koynuna girmişim duymadan sevildiğimi.
Çocuklar vermişim kucağına boy boy.
Sevmeden sarılmayı,
Sevdiğine sarılamamayı kader bellemişim.
Dayak yemişim sabretmişim.
Yerim kocamın yanıymış, öyle buyurmuş herkes.
Benim makberim yuvammış.
Yastıklara akıtmışım gözyaşlarımı.
Omuzlarıma dünyayı,
Sırtıma da çocuğumu sarmışım.
Dünyaya bir camın ardından bakmışım.
Dışarıda kolum kanadım kırılır sanmışım.
Her şeyin en iyisini başımdaki erim bilmiş.
Elimin hamuruyla erkek işine hiç karışmamışım.
Karın tokluğuymuş benim için mutluluk.
Mutluymuşum çocuklarım doyduğunda.
Alın yazısıymış öyle koymuşlar çilemin adını.
Anamın da yazısıymış bu,
Bacımın da.
Aynı filmde aynı rolü oynamışız,
Aynı sonu yaşamışız yıllarca.
Elimin çatlaklarına gömmüşüm hayallerimi.
Ellerimin nasırına inat yüreğim hiç nasırlaşmamış.
Sevilmesem de bilmişim sevginin kıymetini,
Çünkü sevmişim.
Sonra birden herkesin aklına gelmişim.
Anneler günüymüş bugün, benim günümmüş.
Anaymışım, kutsalmışım ben.
Senede bir günü bana vermişler,
Beni dinlemişler.
Eğlenecekmişim, gülecekmişim,
Kadın olduğuma şükredecekmişim.
Meğer bu kadar basitmiş, bilememişim.
“Ya geri kalan günlerim? ” diyecek olmuşum,
Susturulmuşum.
Cennet benim ayaklarımın altındaymış,
Ben başka ayaklar altında kaybolmuşum.
Kadınlığımı, analığımı unutmuşum.
Bir varmış, bir yokmuşum!
Kayıt Tarihi : 3.4.2007 14:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu masalı bana annem anlattı, kendi masalıydı bu, okutulmamış, umutlarını toprağa gömmüş tüm analar gibi... ben de size anlattım, bunların bir gün sadece masallarda kalması dileğiyle...

BEN ANLARIM
Susar
içince gözlerinden
gider susuzluğu
pınarın.
Bakışlarıma
hoş geldin demek yokmu
göz kırpıp
bir tebessümünle.
Sımsıkı kucakla
bu yeter
ben anlarım
senin elveda deyişini.
Ahmet Canbaba
Ben agladım...
Ben bir erkeğim..Sizin oralarda büyümüş bir ekek...
eli oraklı,başı bürgülü hüzünlü anaların cok oldugu yerlerde büyüdüm...
Tasvir öz annemi çizmiş birde..
Ona ağladım zahir...
Olsun ANA-DOLU bu memleket
ANADOLU ANA-DOLU BÖYLE...
nasıl bir duygu nasıl bir hüzün
ben bir babayım ama nekadar doğru yazmış yazan
bende biliyorum bende anlıyorum
çifte davullarla gelin giderken
gelinin yüzündeki hüznü
o düğünde misafir olsam da bende anlıyorum nasıl gittiğini
çok gittim anadolu düğününe hala giderim
anlatanı yazanı canı gönülden kutlar
tebrik ederim
Adem’ in kaburga kemiğinden yaratılmışım '
*
şiirinde maneviyatı ön plana çıkaran şairi kutlarım.
TÜM YORUMLAR (7)