Bir acı çığlık,yıllar var,hiç ama hiç susmuyor,
İyi haber gelmiyor,mevsim bahar olmuyor.
Bazen kardeş silahıdır vuran,bazen küffar
Vurulansa masumlar, kadın çocuk ihtiyar.
Dün bilmem hangi İslam diyarıydı, yakılan
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Kardeşler birbirine ölümüne saldırdı
Ya aklım gitti benim yada ümmet çıldırdı... M.S
etkiletici bir şii evet o elması dinlemediğimiz için bunlar başımıza geliyor
MAVİ YILDIZLI ŞİİRLERİN ŞAİRLERİNE SELAMLAR…
Gerçekten de bu sene nasıl bir seneyse bir türlü ne bahar gelebildi, baharı göremediğimizden ne de yaz gelebildi…
Bir çığlık yıllarca sürüyorsa ve hiç susmayan bir çığlıksa mevsimin de bahar olmasını beklemek olmaz.
Hep öyle değil midir?
En çok zarar görenler, en çok ezilenler, en çok mağdur olanlar, çocuklardır, kadınlardır, masumlardır ve yaşlılardır.
Güçsüzü, zayıfı hemen halletmek ve moral bozmak…
Cehaletin, geri kalmışlığın veya bırakılmışlığın; belli bir yöneten zümrenin totaliter, otoriter yönetiminde çaresizliğin eşiğinden bir türlü atlayamayan, atlamak isteyenin de bertaraf edildiği bir baskı ile bastırılma ve emre itaat ile yanlış yorum ve meallerle susturulan vicdanlar ile başka ne beklenebilir ki?
Kapitalistlerin, dünyaya hükmeden para babalarının öncelikle kendi çıkarları ve sonra kendi milletlerinin çıkarları doğrultusunda hareketle başka milletleri sömürmek, kaynaklarını kendileri için kullanmak mücadelesinden başka ne ki hayat?
Umutları tüketilen insanlar…
Umutları yerle yeksan olan milletler…
Parçalanan, lokma lokma edilen, lime lime doğranan Müslüman devletler…
Kaderine çile yazılmış(!) insanlar…
İnanmak, iman etmek bambaşka…
Ümmet olmak, millet olmak daha başka…
Nedendir, aynı ümmetten olanlar birbirlerini boğazlar, katleder, acımasızca işkenceler yapar, canlarını, namuslarını “mal” gibi satışa çıkartırlar?
“İlim” ilk ilke olması gerekirken, alınması gereken öncelikler arasında olurken sadece silahlanmak ve öldürmek!..
Kime “CİHAD” yapılıyor?
Neyi “CİHADI” bu?
Zulmü hak edenler aslında cahiller, çaresizler, masumlar olmamalı. İşlerine geldiği için, hükmetmesi kolay olduğu için onları cahil bırakanlar, çaresiz bırakanlar zulmü hak etmeliler…
İşte olmuyor. O, bir avuç zümre para babalarının, güç odaklarının rahat ettirdiği, keyif sürdürdüğü gruptan olunca olmuyor işte…
Masumların, çaresizlerin de birleşmeye güzü yetmiyor. Çünkü para ile satın alınan birkaç aile veya aklı, gücü yerinde lider olabilecek bazı insanlar kendilerini satıca her şey altüst oluyor.
Olan da yine masumlara oluyor.
Sadece dikkati çekmek için söyleyeceğim. Tarihte İslamî - ümmet devleti veya İmparatorluğu yok. Osmanlı İmparatorluğu bile Müslüman Türk milletinin kurduğu bir imparatorluk.
Ümmetçilik çok farklı bir algı. İnananlar için olması gereken anlayış, inanış ve sistemler silsilesi diyebiliriz.
Tolum düzeninin vicdani anlayış ve algılarla nizamı gibi düşünülebilir.
Peygamber efendimize bağlı olanların topluluğu, bütünleşmesi.
Adı olup kendi olmayan bir İslami siyasi görüş de diyebiliriz.
Biz “insanlık” demekten vazgeçmeyeceğiz. Hümanizmi bir kenara bırakmayacağız.
Aynı başlangıçtan geldiğimizi ve insanlığın kardeşliğini bir kenara atmayacağız.
Ancak biz bu ilkelere bağlıyken, sadece kendi milletlerini üstün görenler, kendilerini seçilmişlerden sayanlar, kendi çıkarlarını her daim en önde tutanlar hep oldu, hep olacak.
O halde?
Zalimin esiri olmak, ezilip büzülmemek, baş eğmemek için önce milletçe bütünleşmek şart.
Aynı soydan gelenlerin oluşturduğu; aynı amaçlar ve idealler için bir arada yaşayanların kurduğu; aynı bayrağı, vatanı, tarihi, dini, dili, inancı paylaşan insanların bir ilkede birlik sağlamaları şart.
Birbirlerine hıyanet içinde olmamaları şart.
Önce her millet, her devlet ve özellikle de Müslüman millet ve devletler kendi içlerinde bu bütünlüğü sağlamak zorundalar. Kendi içlerinde güçlenmek zorundalar.
Sonrası mı?
Çok kolay.
Güç birliği yapmak.
Aynı soydan, aynı dinden olan devletlerin dinî ve soydaşlık bütünlüğü içinde “kardeşlik” ahitleri yapmaları yeterli olur.
Güne düşen güzel ve oldukça anlamlı şiiri okuyunca dayanamayıp aklımdan geçenleri, düşündüklerimi yazdım.
Umarım anlayışla karşılanır.
Zaten şiirde anlatılan da bu değil mi?
Sayın Mehmet Ak’ı gönülden kutluyorum.
Sevgi ve saygıyla…
Altay Tigin
19 Nisan 2015
“Güne Düşen Şiir” Grubu
'Nedenler değil de, sonuçlar konuşuluyor', ondandır bir türlü zulmün, ölümlerin, yıkımların İslam dünyasını terk etmemesi...
'Mezhep' denilen nedir ki? 'DİN MİDİR MEZHEP!'
İbadetin şekli mi önemlidir, yoksa 'ÖZÜ VE İNSANLIĞA KATKISI MI?'
İşte müslümanı müslümana kıydıran nedenler bu kadar basittir, bu kadar yüzeysel! Altta yatan gerçek neden ise 'CEHALET, KÖR CEHALET, YOZLUK VE YOBAZLIKTIR...'
Yazık, günah değil mi? ABD ve batı gelecek, İslam ülkelerini hizaya sokacak, 'DEMOKRASİ İHRAÇ EDECEK' öyle mi?
Gülerler adama....
Güne gelen şiiri ve değerli şairini kutlarım...
Nasıl, nasıl oldu şereften düştük zillete?
Bu kötülüğü kim yaptı bu aziz ümmete?
Kur’an gibi bir elmas varken elimizde, biz
Niye böyle çaresiz, sefil sürünmekteyiz?
-----Mehmet bey günün şiiri olayı hak etiş bu çalışanızı ve sizi içtenlikle kutlarım saygılar sunarım , başarılarınızı devamını dilerim .
Sayın Mehmet Bey;
Gözümüzün önünde yaşanan bu acı gerçeği yaşayan ve yaşatanları bildiğimiz halde çözümsüz kalmış olmanın hüznü ile okudum bu acı çığlık atan şiirinizi. Çok haklı olarak GÜNÜN ŞİİRİ seçilmesi dolayısıyla da dolayısıyla büyük mutluluk ve memnuniyet duydum... Kutlar başarılarınızın devamını dilerim...Saygılarımla...Ant +++
Tebriklerimle şairim.
Durmumuzu çok güzel özetleyen bir şiirolmuş şairini kutluyor saygılar sunuyorum.
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta