Beyoğlu’nun,
Bilmem hangi işhanı nın merdiven altı çay ocağında,
Buruşmuş kese kâğıdı misali
Elleri ayakları kir pas içinde, sisli hatıralar;
Uzun tırnakları ile sımsıkı tuttukları sıcacık demli çay bile
Bir teselli vermiyorlar.
Yarınlarını kaybetmiş yaşlı bayanın,
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



