Sanırım birazdan ağlayacağım…
Sanırım,az sonra dokunduğum son taşın sabrı burnumda boynu bükülen direklerin tellerini boğazıma kadar gerip,
Kursağımda ödü koptu kopacak,efsanesi yasaklanmış bir hıçkırığın dilini çözecek.
Açık havada üzerime yağan yağmurun iffeti terini toprağa bırakırken,gözlerimde parçalanan umutlara yarınlar şahitken,
Sanırım birazdan bana yazık olacak.
İçimden ağlıyorum.
Çok içimden,içten…
Sığınaklarımdan rutubetler dökülüyor ciğerlerime.
Derya deniz sözlerden kaçıyorum feryat figan.
Şuramdan kopuyor daha karşıya geçmeden elimi bırakan bir öfke.
Şurama düşüyor yerinde duramayan sensizlik.
Merhaba!
Nasılsın?
İyiyim yazmışsın son mesajında...
İyi misin gerçekten?
Bunun doğru olduğuna inandırmak mı sadece niyetin?
Yoksa;
Bir sancıyı ikinci kez aynı yerden doğurunca
Adını bile koyamıyorsun...
Cami avlusunda bulunan bir bebeğin,
Bir adının olması gerektiğini bildiğin halde
Adının ne olduğunu bilmemek gibi...
Sen adını ne koyarsan koy
Bir gece,
Senin şiirinin dilinden;
Kendime rengarenk çiçekleri toplayıp,
Papatya fallarını aşka sürüyüp,
Sarhoş ruhumun, mezelenmiş bestesiyle
Bir çocuğun, parmak ucu mutluluğu dansı üzerinde
İçimde,gözyaşları ile beslenen zehirli bir anızın hırçın kökleri,
Gözümde,harlı bir ateşin bulanık sudan taşan belirsiz istikameti,
Dilimde,inandığım yerden vurulduğum ahların sindirilmiş,haksız rekabeti.
Şimdi gidiyorum...
Karanlığımda koşturmak isteyen bir çığlığın;
Kulaklarımda bir türlü dinmeyen uğultusuna teslim olup,
Bazen uçurtmalar gökyüzünden bırakılır sevgilim...
Ama;
Sen göğüs boşluğumdan uçup gittin.
Menzilini sadece dibi görünce farkettim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!