Hayatımızdan söküp attığımız insanlar vardır, onların isimleri saklıdır ama dururlar yüreğimizin derin diplerinde…
Bazıları basıp gitmiştir, bazılarını da biz söküp atmışızdır içimizden, ama onlar oldukları yere, durdukları yere, duruşları ile mıhlanmışlardır…
İsimleri geçer çoğu zaman düşünsel sörflerimizden. Ve bir anda fırlar siluetleri gözümüzün önüne…
Çoğu zaman kızarız, morarır dudaklarımız, kendi kendimizi sinirsel ısırışlarımızla, ama onlar bilmezler çektiğimiz acılarının toplamını, sürüklenirler yıllarca içimizde…
Kızarız ama belli etmeyiz basıp gidişlerine üzüntülerimizi, sahte ve sinsi gülüşlerini yapıştırırız gözlerimize de yine de bir perde çekemeyiz onların görüntülerinin önlerine…
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın