Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir aksam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlık bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayı değiştirmeye baslar
Kus sesleri, haykırışlar
Denizin ve kırların
Rengi birbirine karışır
Sana bir şiir getiririm
Sözler rüyamdan fışkırır
Dünya bölümlere ayrılır
Birinde bir pazar sabahı
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmış yapraklar
Birinde bir adam
Her şeye yeniden baslar
Kayıt Tarihi : 3.7.2000 05:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Mecazı bilmez, ironiyi tanımaz, dümdüz bir ÜNLEM. Baş aşağı duygular.. yıkılır elbet o hür duvarlar(!)
Ne diyelim tek gerçek var, oda ölüm!
**Bu Dünya gerçek, ölüm haktır, insanlar fani
**Azrail sorgusuz-sırasız, kabzeder canı
**Bu Devran-i Alem de, baki kalan öğünsün
**Cinlere hükmeden Süleyman nerdedir hani...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
TÜM YORUMLAR (45)