Söze nerden başlasam
Bilmem ki hakim bey
İki iki dört eder demişti dedem
Bendeki iki toplayamıyor kendisini kederden.
Zalim mazlumun ahını alırdı
Mazlum zalimden 'insaf'ı kaçırdı
Peki neden hakim bey neden
Bendeki 'vicdan' keçileri kaçırdı
Halbuki herkes gibi ben de insandım
Gülerdim, ağlardım, uyurdum, uyanırdım
Peki ben neden hakim bey
Başka insanlarda başka başka tatlar uyandırdım
Neydi bende farklı olan
Hakim bey
Duygular aynı dilden konuşmaz mı
Yaraları saran teselliler olmaz mı?
Ben hangi iki tesellinin dölünden çıktım geldim de
Bu kadar benzersiz oldu dilim
Hangi dillerde beşik gibi sallandım da
Beşik gibi oldu her yerim
Bir yanım diğer tarafa diğer yanım ne tarafa
Belli değil hakim bey
Buyrun asabilirsin beni dar ağacında
Hükmünün inceliğini anlayamasam da
Suçluyum hakim bey
Tek suçum farklı olmak farklı düşünmek
Tek suçum düşüncelerin incesini seçmek
Suçumdur her gece uyuyanları düşünmek
Bir de yalanları dolanları sırtıma bindirmek
Suçumdur çocuk gibi çocuk kalbiyle büyümek
Ve çocuk gibi sevmek, sevilmek istemek
Çocuğum hakim bey.
Masallar anlatırdı hayali ninem
Dinlerdim, dün'lerdim, usanmazdım, gecelerdim
Sağır gibi duymamak yerine kekeme gibi hecelerdim
Simdi ben çok mu duyar'ım hakim bey
Kulaklarıma verdiğin ceza
Az mı bu kadar sesin yanında?
Duymuyorsanız ne yapayım
Her gece saçımı taradığını kuşların
Ya da attığım simitleri gören martıların
Gözlerindeki heyecanı göremiyorsanız ne yapayım
Mahzunum hakim bey
Kim saracak benim merdiven düşlerimi
Kim görecek benim çocukça düşüşlerimi
Kim kaldıracak beni mutluluğun rafına
Kim saldırı düzenleyecek içimdeki yalnızlığa
Söylesene hakim bey
Yargılamak kolay, çözmek zor degil mi insanları
Darağacı kolay satın alınır
Ama zordur silmek, bir cocuğun gözyaşlarını...
Kayıt Tarihi : 18.1.2013 21:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ben de aşağıdaki şiirimde bir hakimle söyleşmiştim. Ama yaşama bir başka pencereden bakarak... Sevgiler Cann...
iŞGAL ALTINDADIR YÜREĞiM
Bir yargıçtır yaşam, verir hükmünü
Hırsızlıktan hüküm giymişim
Sevgi ve umut dağıtımında görev isterim
Sabıka kaydı sorarlar
Açar kara kaplı defteri hâkim;
Suçlusun! Der,
-Bir gönül çalmışsın, bedelini ödemediğin
-İtiraz ediyorum hakim bey, derim
Dava esastan görülsün isterim
Yasalara boynum kıldan incedir
Suçluysam cezamı çekerim
Ama sorarım size:
“Aşkı ben mi davet ettim? “
Geldiyse takılıp saçımın tellerine
Veya şiirimin dizelerine
Suç kimin? ...
Çıkarmış sevda kılıcını kınından
Saplar ha saplar
Asıl ben davacıyım hâkim bey;
Ağır yaralıdır şimdi
Ve işgal altındadır yüreğim…
Kalıpları kırmak, onlardan kurtulmak isteyen bu güzel şiirinizi zevkle ve beğenerek okudum. Kutlarım sizi. Başarılar dilerim.
Sevgili Ayşenur Hanım,
Bu şiirimi yorum olarak kabul edin....saygımla.....
Hakim Amca
Bir çocuk tanıdım adı Mazlum'du.
Henüz on üç on dört yaşlarında,
Kara kaş, kara gözlü,
Sevimli mi sevimli bir çocuktu.
Bu şehre gelirken,
Binbir hayaller kurmuştu.
Bir umut,
Bir heyecanla,
Kendini bu şehirde bulmuştu.
Nedenini anlamadan,
Birden bire dünyası karardı.
Annesiyle babası,
Gözleri önünde vahşice kurşunlandı....
Ne sığınacak bir yeri,
Ne de,
Gidecek kimsesi kalmıştı.
Kendini birden bire,
''Sokak çocukları'' arasında bulmuştu.
Gündüzleri;
Omuzunda boya sandığı,
Ayakkabı boyuyordu.
Akşamları;
Boya sandığını yastık,
Bankları döşek yapıp uyuyordu.
Ama yaklaşan kış,
Yağacak kar,
Islatacak yağmur,
Dondurucu ayaz,
Esecek fırtına en büyük korkusuydu...
Derken;
Kara kış gelip kapıya dayandı.
Altında;
Naylondan bir pantolon,
Üstünde;
İncecik bir hırkası,
Ayağında;
Altı delikli bir ayakkabısı vardı.
Açlığa neyse,
Soğuğa daha fazla dayanamadı.
Allah affetsin diyerek,
İstemeye istemeye,
Karşıdaki fırına dadandı.
Fırın akşamdan kalan ateşle,
Halen sım sıcaktı.
Artık,
İçi sıcak,
Karnı tok, iyice rahatladı.
Farkına varmadan uykuya daldı.
Uykuya daldı da,
Sabah erkenden,
Fırıncıya kötü yakalandı.
Tekme, tokat,
Küfür sesleriyle uyandı.
Derken soluğu karakolda aldı.
Bir kaç işlemden sonra,
Nihayet hakimin karşısındaydı.
Utana,sıkıla,
Mahcup, haliyle,
Mazlum bakışlarıyla.
Olup bitenleri birer birer anlattı...
Hakim Bey,
Halden anlayan,
İyi yürekli,
Babacan mı babacan bir adamdı.
Durumu anlayınca;
Gözleri doldu,
Bogazı tıkandı.
Yüreği derinlerden sızladı.
Belli ki,
Çocuğu dışarı salacaktı.
Bunu anlayan çocuk,
Hemen söze atıldı.
Bir ricam var hakim amca.
Belki,
Karnımı doyururum kırıntılarla.
Ama,
Nerde kalırım bu kara kışta,
Bu yağmurda,
Bu karda.
Bu fırtınada, ayazda.
Salme beni dışarlara.
Bu kışı geçireyim mapus damında.
Nolursun hakim amca,
Salma beni kahrolası sokaklara.
Salma beni kurtlar sofrasına.
Bir daha suçlu olarak,
Çıkmak istemiyorum karşına.....
MUZAFFER KALABA
TÜM YORUMLAR (9)