Gözlerin bir yağmur tanesi gibi düşüyor önüme, saçların dalgalar halinde kıyıma çarparken, sesin bir fırtına gibi beni ordan oraya savuruyor. Bastığın yerde güller bitiyor ve sular çağlıyor sanki ellerinde. Ben bekliyorum seni.
Ne de güzeldi öyle değil mi? Senle geçen her dakika, her saniye. Güzeldi fakat yoksun şimdi. Sensizim, yalnızım, üşüyorum. Sensizlik, koca bir şehirde ki sessizlik gibi. Dilim tutulurcasına bakarken yüzüne, en sevdiğin şarkıyı söyleyen ben değilmişim gibi.
Ben bekliyorum seni.
Vazgeçmek nedir bilmez hayallerim hep seninle süslenmişti, izlediğim her dizide sen vardın, ben vardım, biz vardık. Ve insanın okudukça okuyası gelen romanlar gibiydi aşkımız. Kapağında sen vardın, senin gözlerin vardı ama ben yoktum.
Ne olursa olsun ben yine de bekliyorum seni.
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,