Bedri Karaarslan Şiirleri - Şair Bedri K ...

Bedri Karaarslan

Sevda gönüllerde coşku
Neye sevdalı bu yürek
Bir çift ela göze,bir hilal kaşa mı yoksa
Sevdalanamaz mı gönüller
Etraf karanlıkken ışığa

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Bir sevda gülü
Bir deli coşku yaratır
Işık dolar yüreğine
Siyahın içinde beyaz olur sevda
Sonra diken olur batar yüreğine
Yüreğin kanar ağlarsın

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

İstiyorsan yazmayı
Bir sevda masalını
Sevgiler doldurmalı
Hayatın her anını

Yaşamadan yazılmaz

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Altın kanatlıydı yüreği
Barış ve sevgi çırpardı kanatları
Aşk karıştırırdı rüzgara
Umut ve sevgi taşırdı
Işıltılı gözleri
Türküler dolusu şendi

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

İlk görev yerimdi Giresun.Çiçeği burnunda bir öğretmen bilmediği ilginç bir coğrafyada ne hissederse ben de
benzer şeyler hissetmiştim buralara ilk geldiğimde.İlginç olan sadece coğrafyası değildi buraların.İnsanlar ve gösterdikleri tavırlar da çok farklıydı.Sanki çok işleri varmış da geç kalmışlar gibi aceleci tavırları,sorulan sorulara kesik kesik cevaplar vermeleri, içtenlikten uzak ses tonları, alaycı bakışları,muzip muzip gülüşleri oldukça rahatsız ediciydi. Daha ilk günden buraları sevemeyeceğimi düşünmüştüm.Ama göreve başlayacak ve bu duruma katlanacaktım.Çare yoktu, geri dönmemin gerekçesini bizimkilere anlatamazdım.
İlk birkaç ay beklediğim gibi sıkıcı geçti.Çünkü yalnızdım,önyargılarım insanlarla iletişimimi yavaşlatıyordu.Fakat yavaş yavaş da olsa komşularımı,öğrencilerimi,çevreyi tanımaya başladım. Tanıdıkça duygularım değişti,önyargılarım kırıldı. buralardaki farklılıklar kabullendiğim şeyler olmaya başladı.
Evet, çeliştiğimiz çok yönleri vardı belki.Fakat çok sıcak ve dost insanlardı.Bunu geç de olsa anlamıştım.
Unutamadığım birçok anım oldu bu güzel insanlarla.Bunlardan biri çok ilginç ve çok da komikti mesela.
Komşularım bana arada bir yemek gönderirlerdi.Damak zevkimiz hiç uyuşmadığından yemeklerini hiç sevemedim.Gelen yemekleri çoğu zaman tadına bile bakmadan döker,tabaklarını yıkar, ertesi gün iade ederdim.

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Geçmişimde madalyalar yok
Sıradan biriyim ben
Sıradan ve basit
Bu yüzden üstü çiziktir geçmişimin
Beğeniyosan kal,
Beğenmiyorsan çek git

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Anlat ey ozan!
Bana beni anlat
Sevgiye duyduğum özlemi anlat
Ve uzanamadığım elleri anlat

Bana beni anlat

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Yıl 1981 Dicle Üniversitesi Öğretmen Yüksek okulu Birinci sınıftayım.Sınıfımızda konuşmayan,derdini jest ve mimiklerle anlatan bir arkadaşımız var.Adı Sirac.Yüzü çok sevimli... Küçücük bir yüz, kocaman iki kara kara göz ve buruşuk bir surat.Cin gibi bakan iri gözleriyle oldukça da sempatik biri...Herkes sevdi Sirac'ı...
O yıllarda okullarda engelli öğrenci kontejanıyla okuyanlar var.Bizler de Sirac'ı konuşma engelli biri olarak düşünmüş; Sorgulamadan onu öyle kabul etmiştik. Van'ın Gevaş ilçesinden olan Siraç, Almanya'da doğmuş,orada büyümüştü.Özelliklerinden dolayı bu arkadaşımıza ekstra hassas davranır,onu gittiğimiz her yere götürürdük.Sirac,sempatik tavırlarıyla kısa bir sürede herkesin çok sevdiği,birlikte vakit geçirmekten hoşlandığı biri haline geldi.Edebiyat bölümünün adeta maskotu oldu diyebilirim.
Sanırım dönem sonlarına yakın bir gün, Salih Aykal Hoca'mızın girdiği Halk Edebiyatı dersinde her zaman yaptığımız gibi tartışmalı bir söyleşi etkinliği gerçekleştiriyorduk. Derste:Halk şairlerinin halk kültürüne katkıları nelerdir? Şairler bilinçli aktivistler olabilmişler midir? Aşıklık geleneğinin bu gün sürememesinin nedenleri nelerdir? soruları irdeleniyordu.
Öğretmenimiz konuşmak isteyene söz veriyor; tartışma keyifli bir şekilde sürüyordu. Fakat öyle bir şey oldu ki! ...Sınıf adeta şoka girdi. Salih Hoca'mız Sirac'ın elini havada görünce, önce şaşırmış,sonra da: ''Arkadaşlar! Durun,durun bir dakika...Sirac arkadaşımız söz istiyor.'' deyivermişti.
Bütün başlar pencere tarafının ortalarında oturan Sirac'a döndü.Herkes nefesini tutmuş ona bakıyordu. Jest ve mimiklerle bir çeşit pandomim yaparak düşüncelerini ifade etmesini beklerken, Sirac, önce bir yutkundu sonra boğazını temizlemek için öğürtüye benzer bir takım sesler çıkardıktan sonra konuşmaya başladı. ilk cümlesi en ön sırada oturan arkadaşı parmağıyla işaret ederek: ''Bu arkadaşın dediğine katılmıyorum.'' oldu. Sonra, o ana kadar konuşan herkesi tek tek gösterip iki-üç dakika boyunca ''Ahmet'e katılıyorum,Yaşar'a katılmıyorum.Gülten'e katılıyorum semra'ya katılmıyorum.''şeklinde devam etti. Sonra da yerine oturdu. Bu kez Sirac konuşmuş, hepimiz konuşma engelli olmuştuk.
Yıllar sonra, edebiyat öğretmeni olarak girdiğim her yeni sınıfta bu anımı anlattım.Edebiyat derslerinde öğrencinin katılımının önemli olduğunu vurguladım. Ve Sirac gibi iki kelimeyle de olsa herkesin derse katılmasını özellikle istedim.

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

Bu gün moralim bozuk
Bu gün ters kalkmışım yataktan
Akşam kitap okurken uyumuşum
Savaş haberi vermiş kanallar Irak’tan
Hanım: “Savaş başladı” demiş,
Kızım korkmuş

Devamını Oku
Bedri Karaarslan

DİNLEME,ANLAMA,SÖZ ALIP KONUŞMA,KONUSUNDA ÇOK GERİLEYEN BİR TOPLUM HALİNE GELDİĞİMİZİ BİR ÖĞRETMEN OLARAK ÜZÜNTÜYLE TEŞHİS EDİYORUM.

BUNUN ÇEŞİTLİ NEDENLERİ VAR TABİ..EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN BİRİ ADAB-I MUAŞERET,GÖRGÜ VE SAYGI AÇISINDAN HER GEÇEN GÜN KAN KAYBEDEN BİR TOPLUM HALİNE GELMEMİZ

NEDEN BÖYLE OLUYOR, NİYE BU KONULARDA GERİLİYORUZ.BUNUN DA BİR DEĞİL BİRÇOK NEDENİ VAR.

Devamını Oku