Ayrılık...
sahildeki parkın,üzeri çiğ taneleriyle 
kaplı çimenlerinin üzerinde oturuyorum 
gökyüzün de mehtap, 
yıldızlar da göz kırpıyor  geceye... 
her yer sesiz etrafta bir ben,birde 
kahrolası arkadaşım,beni bir an olsun 
tek başıma koymayan yalınızlığım ve
iskeleye bağlı balıkçı teknesinde
gemici fenerinin 
köhne ışığında ağlarını onarmaya çalışan 
yılların verdiği yorgunluk yüzünden okunan 
aksakallı ihtiyar balıkçıdan başka kimse yok 
duygularım karmakarışık bir halde seni düşüyorum 
yine... 
hayal perdesinde canlanıp şekil alıyorsun
bebeksi bir yüz,tanrıçanın dişiliği
şeytanın sınırlarını zorlayan
mükemmel ötesi bir vücut...
yalın değil düşüncelerim,denizden
gelen esinti ile 
anason kokusuna karışmış kokun geliyor
derin bir nefes çekip sarhoş oluyorum
dertleşiyorum yalnızlığımla,ona seni anlatıyorum 
yaşadığım her anımda gözlerimin önünden hiç 
gitmeyen güzelliğin karşısındaki çaresiz bakışlarımın
yüzünün nurunda kayıp oluşunu
gözlerinde gördüğüm karalık ruhumu
aydınlatan ışığı,küçücük bir tebessümünle
üşüyen yüreğimin ateş nöbetlerine tutulup titremesini 
sana karşı olan hislerimin adının aşk olduğunu
itiraf ederken geceye,kelimelerimin kifayetsizliğinden
mahçup düşerek kızıla boyanan yüzümün aldığı şekli…
sonrası dönüyorum sırtmı geceye
uzaklaşıyorum hayal perdesinden
canımı yaksa da dönüyorum gerçeklerime
yalınlaşıyor düşüncelerim
işte aşkım sen yoksun yanımda çok uzaklardasın 
ayrılık sırat köprüsü geçemiyorum
karşıyaka da sen,bu yakada yalnızlık nöbet tutuyor
seni öyle çok özlüyorum ki dayanılmaz bir hal alıyor özlemin
hasret denizinin metcezirlerinde yoruluyor yüreğim
canım yanıyor,neden bu anlamsız ayrılık neden 
biz seninle hep böyle ayrımı kalacağız,gözlerimden 
akan yaşlar hiç mi dinmeyecek....
Kayıt Tarihi : 16.7.2008 03:12:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!