*Şiirlerimi çoğunlukla günlük hayatın düz mantığından ayrı yazmağa gayret ettim. Yan yana gelmiş çelişkili anlamsız gibi görülen cümleler, sezişsel mantığa göre, basit bir bilinç durumudur.
Her şeyin,
Bir hiç ve
Bir şey
Durumu,
Cesaretin
İki dirhem bir çekirdek!
Sen ürkek
Eciş bücüş.
Öksürüğün cesareti
İle dik yürüyen
Özlemler sıcak durduğunda
Yangın oturacaksın
Sevdaların en iyisinden
Kıvılcım duracaksın, uçkun.
Gel git aklım unutmalara dalarken
Gün düşer, yol ayrı düşer.
Gün şişer, yola gün düşer.
Karanlıkta koşanlar
Baki olmayanda, kubbeye gün düşer.
Acelem şeytana düşer.
Güzel deyip
Pis kondururlar
Temiz deyip
Toz kaldırırlar
Bir seni bilirim
Bulunmaz dua ile ararda yarar.
Körlenmede, aldanışla bak; bu da zarar.
Bulunur mu hanende hiç, ihtira ile beratı?
Kol uzanır o zaman, şükürle duadır keratı!
17] İşte bu tabu ve totem kılışların temelindeki, aidiyet eşme ile ait eştirme ritüellerini, yine bir başka ritüele; kutsanma, vaftiz etme, sünnet etme, evlilik kurma, kurban kesme gibi kutsal törenlerin ait eştirmesine, dönüştü. Bu nesnel bir dönüştürme idi. Bu dönüşmenin çeşitli biçimleri şunlardır: dans törenleri, özgün ibadet biçimleri. Arınma merasimleri, günah çıkarma seremonisi gibi törenler ve bayram günleridir ki, bayramlar; bağış dilek günleridir. Bu somut kurumsal ve tinsel olan anlamalar, oluşan yeni ittifakları, totem bağcı adına kutsanma tören ve ritüelleridir. Bunlar ayin seremonilerine dönüştü.
Bu tür anlayışlarla formüle edilen, ata soylu totem aiti inanışlar, mevcut işlevi ile kendisinin hala bir aidiyet eştirme formasyonu olduğunun ipuçlarını, daima bize vermektedir. Örneğin, Hz İsa'ya aiti olan kişilerin, suya daldırılmasına değin yapılan vaftiz törenleri vardır. Bu vaftiz töreni Hz İsa'dan binlerce yıl öncesinin, toplumlar aidiyetçe kurumsal ilişkilerinin, kendilerinden sonraya aktarma uygulamasıdır.
Yani tabu ve kutsal totem anlayışı, bilinmezlikleri bilinir yapıyordu. Bilinmez olanın verdiği tedirginlik korkusundan insanlar, bilinir olanın, totem güvencesine sığındırılmıştı. Totemin aidiyetçe aşinalığı, üyelerin birbirini tanımalarına yol açıyordu. Yine üyelerin birbirine yaklaşmalarına, üye kişinin nasıl davranacaklarına ilişkin tavırları bilmenin güvencesine aracı oluyordu. Totem koruyuculuğu, kendi üye kişilerini birbirine dayanıştıran alışmaları, sağlıyordu. Aynı ata soy totem aiti olan kişiler, kardeş eşmeyi ve birimiz hepimiz, hepimiz birimiz olmayı, tutum aşıyordular.
Şiirime Şiir
Derim, zamana, hüküm düşer;
Zaman yönü, zemin, zamana
Öncül, üzere, üstü; ileri.
Kaçan balık büyük olur
Biten sevdalar tersten okunur
Bak gönül bak
Yaktığın söndürülmüştü
Kibriti ziyan.




-
Necdet Arslan
Tüm YorumlarSöz söylemek önemli değil; sözü bilinçle söylemektir önemli olan.
Sayın KAYA vurgulamalıyım ki gerek şiirde ve gerekse öteki yazınsallarında sözü,etki gücü yaratacak bir keskinlikte kullanmasını bilen ender kişilerden biridir.
Şiirini okurken sözcüklerin,kendi sözlük anlamlarını da aşarak ...