Bayram Kaya Şiirleri - Şair Bayram Kaya

Bayram Kaya

Saygınlığına söz çoktur.
Soranın yoktur!
Fikrini alanın yoktur!
Bu ne hal,
Kahrın çoktur!
Karışık eylemişlerken

Devamını Oku
Bayram Kaya

Dağ kondurdum gözlerine
Yücelim durur iken, arzulanan
Nicelim dururken, yakan
Ziyan çıkmayınca, kar belli olmaz
Vatan için can
Sevgi için eder

Devamını Oku
Bayram Kaya

Çünkü toplumun laiklik tepkisi, toplumda belirecekti. Toplumda uygulanması halinde inançsal baskılarla, oluşacak arızalar şunlardır.1-İnançlar bir yığın kendi iç anlamaları nedeni ile üretimi kısıtlama eğilimlidirler. 2- Üretimin üretilişi ile inanç anlamaların çatışması, daima üretimin değil de, inancın ağır basması ile aşılır olmasıdır. 3- Üretimin paylaşımında, ekonomi ayrı bir uzmanlık alanı olmasına rağmen, bir din bilirin, bu işleri üslenir olması, yanlışlığa neden olmasıdır. 4- Toplum yönetimindeki anlayışlara, inancın tamamen ters düşer ve inancın karşı gelinmez, karşı konulmaz ve eleştirilemez sayılması, gelişimin ketleşmesine, gerilemesine olumsuz bir reaksiyondur. 5-Laiklik reaksiyon olarak; toplumun özgürleşmesinin biçimlenişidir.

Halkın toplumsal üretimden farklı, özel yaşam yapılanışı olması nedeni iledir ki, halkın laiklik sorunu bulunmaz. Yani laiklik halkın uygulayacağı bir ilke değildir. Bu yüzden, laiklik halkın, talebi ve istenç özgürlüğü olmamıştır. Halk laiklik yerine kendine hoşgörüyü benimsemiştir. Hoşgörüde topluma ait işleyişin talebi ve istenç özgürlüğü olmamıştır.

Toplumda üretim araç, gereç, takım ve nesneleri bile, laiklikle vuzuh bulmuştur! Çünkü nesnelerin dahi, uğursuz, büyülü, kutsal, ya da meşum gibi sayılmasına varan, telakki ve anlayışlar söz konusu olabilmektedir. Bu yaklaşımların insan yaşamında ne felaketlere sürüklenir olması tarihi yaşayışlardır.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Değilse, baykuş sesindeki uğursuzluğa inanmak, sizin; hiç bir somut koşulunuzu varlayamaz ve sizi toplum da yapamaz. Ama ona inandırılırsanız, üretiminizin tüketiminde ona pay var ettirilir. Bu tür inanmalar dinleşmemiştir diye inanç olmaktan çıkmaz. Dinleşme inançların referansı olamaz. Önce inançlar vardı, sonra dinler, selekte tutumla sistemleşip evirildi.

Soru şu; toplumsal yasallıkta, nesnel uygulamalarda inanç talepleri var mı? Ve yoksa da, olmalı mı? Olabiliyorsa, nerede olmalı? İnsanlık, bu değerlerin cevabını büyük oranda bulup aşmış, bu günkü aşamaya gelmiş iken. Bu temeli bilmeden, kavramların toplumsal ve öznel oluşla, bu temelde fikir üretmeden, anlam ilişkilerini ortaya koymadan, kör dövüşü tutulmaktadır. Öznellik oluşlar, toplumsal olularmış gibi, genellenip; ulemaya sorulmada! Oysa ulema, birey ve halk yaşamında vardır da, toplumsal sözleşmenin, neresinde vardır?

Hangi maddi koşul üretiminin, neresinde ulema var ve ulemasız o iş ve maddi yaşam sağlanamamış olsun? Bu bir çeşit kâhincilik, ilkel toplumların sosyal gelişiminde gerekli olmuş, aşılmış bir aşamadır. Tuhaftır ki anayasamızda; ne Türkçe dersi, ne de beşeri bilimler ve ne de, doğa bilimlerinin okutması hiç zorunlu ders değil iken, bir tek, din dersi öğretimi zorunludur! Hem de, laik toplumsal sözleşmede (12 Eylülün garabeti ile) ! Ve toplumsal taleple, bir inanmanın dayatılmasıyla, o inancın din âlimlerini! De, yetiştiriyoruz. İçinde girdaplaşma buralarda aranmalı. Yetiştiriyorsanız istihdam edeceksiniz. İstihdam ediyorsanız bu sonuçları yaşayacaksınız.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Artık sizin düşünmeniz akıl erdirmeniz gerekmez. Siz, sadece; olanın bitenin Yüce ve Üstün gücün, varlığının bir delili olduğunu düşünün yeter. Doğaüstü güç, sizin yerinize düşünür, size söyler. Size, güzelce uymak düşer. Zamanla çelişkiler, yetmezlikler mi oldu. Doğaüstü gücün sözlerinin, zamanlar üstülüğü, devreye girer. Bu kez rahipler, sizin için kafa patlatır. Siz, düşünüşte ne yapacaksınız, sorun gitsin ulemaya!

Bütün bu yanılmalar, doğaüstü gücün, anlaşılıp öğrenilememesinden çarpıtılmakta. İnsan bilinci, iki olgu arasındaki geçiş, anı kaotik durumların, etkiyen zaman paradokslu hareket yansımalarını algılamaktadır. Algılama nedeniniz, bizimde, aynı nesnel yasallığı içermekte oluşumuzdur. Özdek olarak... Aynı bozulup dağılma, dağılırken aynı var kalma, aynı var kalırken dağılma zaman, uzay devinimlerini yaşamaktasınız. Aynı gibi kalıyor iken, hal durumlarına çözülen madde frekansları birbiri içine yansır, geçer. Buhar oluş gibi zan ola.

Bu hal duyuşun, yasallığı bilinmediğinden öznece çarpıtılmakta. Beyin çevredeki yansımaları yaşamaktan kurtulamaz, süzüp değerlendirse de. Kendi seçme kriteri ve yansımanın izini dönüştüremeyerek silikçe, beynin; üzerinde taşımaktan kurtulamadığı bir baskıdır. Bu hal manyetizmanın var olup, bizim duyumsal olarak manyetik etkiyi var edemeyişimiz gibi, bir seçiciliği, gelişmenin bu aşamasında, dönüştürüp yansıtamama kusurudur.

Devamını Oku
Bayram Kaya

İnancı, toplumda üç nedenden ötürü oluşturamayız. 1-Toplumsal yapının işleyişinde ve ilişkilenişin Hiç bir biçiminde, inanç yoktur. Somut ilişkiler vardır. Bu tek başına gerekli ve yeterli nedensel yasadır. Diğerleri bunu bilmemenin tartışmasıdır. Efendim inanç kafamda var ne yapacaksın? Bir şey yapılacak değil ki, kimsede böyle bir görevi telakki edemez. Herkesin kafasında her şey vardır. Kafasında her şey olan bir şey ifade edip dayatmıyor ki. Fiili şekillenmesi sorun. Kafanızda zaten olacak. Kafamızda başkasına saygı duyma da var olacak, saygı duymama da var olacak. Buna ne denebilir ki. Kafamda saygı duymama var diye, kendimi ifade için, bunun ifadesi için, insanlara kafa mı atmalıyım. Durduk yerde ye varacak, boş söz atışmaları olacaktır!

2-Alt yapı ilişkilenmesinde inancın olmaması demek, üretimi, nasıl alt yapının üretim tarzı ve üretim ilişkisi belirliyorsa; bu muktedirliğin yerini yapay olarak inanç almasın demektir. Gerçekte alamaz, ancak sanal bir aldatma ve pranga taşıma olarak hile yapılır. İnançlar ancak üretimin paylaşılmasında devreye konabilir ki bu da kurnazlıktır! İnanç sanki alt yapı düzenlerlik ilişkisinde varmış gibi, hak ve özgürlükle karıştırılıp, inanç talebi tersten ortaya konmaktadır. Böyle olunca da yanlış tartışmalar olacak, başka inançlarla çatışacaktır.

3-İnançlar toplumdaki üretim ilişkilemesinde, sanal bir hoş görü ile kabul edilirse, kendisini toplumsal talepte olmamasına rağmen, toplumsal talebin özüne koyacaktır. Yani bu hal çekirdeksiz canlının, başka canlıya DNA’sını enjekte edişi gibi, kendini ürettirir olacaktır. Bu da teokratik yapılaşma siyasası olacaktır. Zaten bu son iki neden, yapaydır. Birinci nedenden dolayı olmaması, tartışılmaması gereken bir husustur. Tartışılması da, boş laftır. İnsanın, nasıl kişisel tercihleri varsa, inançlarda kişisel tercihtir. İstediği biçimde istediği inanca hoşlukla katılır, ibadetini yerine getirir. İnanç bireyin öznelliği olan bir haldir, soyut muktedirliktir.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Eşrefi mahlûkat mı?
Oda kim?
Var mı?
Bence de çöpçülük.
İnsanınki(!)
--------

Devamını Oku
Bayram Kaya

14]Bu tür nicel anlamalar sizlerin iç devinimlerinizi oluşturur. Bu tür gelişmeler anlayıp dinleme oluşma sürecidir. Ki durumlar vaki olduğunda, eksen çağrısında, var oluş eksen dönmesini sağlayacaktır. Bu oluşum olmadan, siz kim olursanız olun, isterseniz allameyi cihan olun, çevrenizdeki her bir kimseyi, pek pek de yanınızda bulamazsınız.

En kâhininden vaaz da verdirseniz, özgürlüğünüz gitti de deseniz, bu oluşma olmadan, bir şey yapmanız olanaksızdır. Ne tür yöntem uygularsanız uygulayın, istenilen genişlikte, halk hareketini başlatmanız olanaksızdır. Bu bir sosyolojik, halksal hareketin yasadır bence.

Pekiyi de bu durum, neden 2 yıl sürdü. Esasen böyle kapsamlı bir savaş hazırlığı süresi hep böyle uzun mu olmaktadır? Buna kesin bir cevap vermek zordur. Bu tür temel öz savunmanın yanında diğer, tamamlayıcı ve mutlak gerekler de hazır edilmeli idi. Bunlar, bu türden hareketlerin finansmana değin savaş silahları (mühimmat) , yiyecek giyecek donanımı, yönetsel örgütleniş gibi unsurların da oluşması bu süreyi tayin etmektedir.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Suya döktüm özümü
Yele verdim sözümü
Akisten ürktüm
Hemen bir genel geçeri
Siper büktüm.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bir ak güvercin uçursam,
Kanadında sevgi.
Dünyanın dört bucağına,
Seslensem mesaj versem:
Barışa düşünülse,
Sevgiye çözülse,

Devamını Oku