Tabak, tabak lahana
Yerum, yerumda doymam
Midemi şişurmesam
Ben yemek yedum saymam
Kahvaltida soframa
Çelik mavi gozlime deyirum hamsi gozlim
Öptüm terli yanaktan nazladum dedum tuzlim
Bebeğum yoktur benum ne sakli nede gizlim
Eğer hamsim olursan seni pişmeden yerum
Dedum avlayim seni uzerune atup tor
Yüz vermiyorsun bana
Oysa yanmışım sana
Ekip geçme o yana
Bir söz de Yörük kızı
Söyle sevdan mı vardır
Yorulmasın kolların taşıyayım fileni
Öp beni de çekeyim ömür boyu çileni
Narin tenin üstüne giyip kat, kat libası
Attın beni ateşe yandı gönül çırası
Görür görmez seni aklımı aldın
Nasıl ettin bilmem gönlümü çeldin
Güzel yüreğime hoş sefa geldin
Çektirmezsin bana umarım cefa
Bir araya gelmez sanmıştım yaka
Zaman ilaç dediler
Bize yan etki yaptı
Faydasını görmedik
Çok etkisiz bir haptı
Zamanı içe, içe
Bağlarıma ektim olmadı hasat
Dost alışverişi dediler kesat
Sırrımı yaydılar çıktılar fesat
Zamane dostluğu olmuş menfaat
Vefa ile her dem sularken dostu
Aştım sevda yokuşlarını şimdi düzdeyim
Lâkin ermedim baharına hâlâ güzdeyim
Akıl ermez halime bir acayip gizdeyim
Bu sevdaya yoracak kafa mı kaldı bende
Yıldızlara ulaştım ay’a dokunamadım
Verdikten sonra bana bunca ağır tahribat
Neye yarar ki özrü kalp kırıldı bir kere
Dönse de bir zamanlar ona ait bu yere
Şu harabe gönlüme veremez ki tertibat
Söylemiştim ben ona aşk hata kabul etmez
Nerdesin ey sevgili çıkıpta gel ansızın
Dayanılmaz hal aldı şu solumdaki sızın
Hiç bir yerde kalmamış gönlümden başka izin
Sensizliğin izleri gönlümden silinmiyor
Bilmem nereye varır sensizliğin sonucu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!