Aldığım yudumdun sen; kadehimdeki olmamış ayva tadı,
Sonbahar tadlarını leylak kokularında, şoselerinde ararken,
Anam güz kavurmasında, kavunda Diyarbekir kermeli,
Siyah beyaz resmindi, gözlerin söylüyordu, kelebek yalnızlığını...
İtiraf edeyimmi ey havva anam, sevgilim, kadınım, aşkım,
Denizlerin kayası çarpmadan ayrılmayan, balığın zokası,
Yakamozun sarhoş pezevengi güneşin aya kıskanç bakışları,
Sen; Güneşe yolculuğumun yüzon lirası...
Mart ın 12 sinde birde yalın kazık gelmemişmiydim?
Gece oniki saat vede gündüz? tamı tamına oniki saaat,
Firavun dediki, bak evlat; etti, tam yirmidört saat,
Meşe yaprağı, su teresi, özleyipte kavuşamadığım....
Kartlaşmış ısırgan otu, gözlerin kör edici sütleğeni,
Ne elimde nede yaprak açtığım baharlarımdaydı,
Saklanan, gizlenen, kör olası bir yalnız köpek inlemeseydi,
Yarasını saran, gece karanlığının bir kurt yalnızlığıydı....
22.04.2002
Bayram KaraaliKayıt Tarihi : 8.5.2002 17:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!