BAŞARI ŞİİRLERİ

BAŞARI ŞİİRLERİ

İsa Yazıcı

İlgisi bulunan;
Yönelen haliyle
Seçen sonrakine,
Kapmaca başarı...
İzleyen dönem
İhtimal arayıcısı
Kafandakin duyarlı
..

Devamını Oku
Müfit Aksakal

Mevsimler,günler gitti,
Tam on iki ay bitti.
Bir saat var yeni yıla,
Müjde yeni yıl geldi.

Geçen bu eski yılda,
Hem güldük,hem üzüldük.
..

Devamını Oku
Müfit Aksakal

Aydınlığa giden yol,
İlköğretimle başlar.
Okuyan baş yükselir,
Çalışın arkadaşlar.

Karanlıklar bitecek,
Güzel günler gelecek.
..

Devamını Oku
Turan Yükseloğlu

1) Çiçek gibidir
Gelin-damat gibi idi, hayata bakış,
Atalarımız giydirmişti nakış, nakış...
Bize düşen, dayanışma, başarı, alkış,
Ülkemiz de bir çiçek kıymet bilelim.
2)Çöle dönmesin
Ağaç yerde, kurumuş dalları ile,
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Bir ben kalmışım
Bu dünyada.
Sis kaplamış çevreyi,
Ben de kaybolmuşum.
Durgunluk çökmüş,
İlgi çekecek
Durum kalmamış.
..

Devamını Oku
Eylül Gökdemir

Oysa ne çok yanılmıştır erkek denen mahlûk, kadına verdiği her şeyi çok görüp, cimrilik yaparken... Her şeyin var, daha ne istiyorsun, derken... Bilmez ki adı her ne olursa olsun, ilişkiyi daima ayakta tutan şeyin; duygusallık, romantizm ve çılgınlık olduğunu.

Gün gelir, çatlaklar oluşmaya başlar, kadın ve erkek arasında. Zamanla o çatlaklar öylesine büyür ki, fay kırıklarından daha beter uçurumlar oluşur. Atlamak, karşı tarafa geçmek istedikçe, dibi görünmeyen derinliklere düşer, erkek.

Erkek hep kadını suçlarken, öz eleştiri yapmamaktan, empati kurmamaktan, nasıl olsa benim, beni bırakamaz diye düşünmekten, bir ilişkinin gerçek katilinin kendisi olduğunu düşünmez bile. Sürekli; benim gibi birine nasıl yapar bunu, neyini eksik koydum ki der durur. Üstelik bu, kesin ayrılığa giden bir yoldur, fakat o rakipsiz egosu yüzünden, kör olmuştur gözleri. Daima kadından beklenen bir anlayış ve sabır vardır önünde. Madalyonun diğer yüzünü aklına bile getirmez. Çünkü, her zaman, haklı olan kendisidir.

Farkında bile olmazsınız,, sessizce gelip oturan suskunluğun. O dırdır dedikleriniz, ilişkiye değer veren bir kadının son çırpınışları, sevdamıza sahip çıkalım ne olur diye haykırışlarıdır aslında.
..

Devamını Oku
Şerafettin Muş

Virüs Gibi Bulaşırlar

Çağımızın hastalığı
Kibirli olan insanlar
Farklı şekile bürünür
Virüs gibi bulaşırlar

..

Devamını Oku
Eminnur Acar

Kendi lisanında okur kitabını
Alman'ı, İngiliz'i, İtalyan'ı,Amerikalısı
Anlayarak okuyanlar, olmuş medeni
Anlamadığın duaya nasıl dersin amini?
Baştan sona dört kitap, kullanmaktan bahseder,aklı


..

Devamını Oku
Ömer Ekinci Micingirt

İrfan türküsüdür ak alın teri
Akif'in rüyâsı boşuna değil
Git mütemadiyen hâyır ve şerri
Kulaktan kulağa duyur sen oğul

Hakikatle çağır bütün beşeri
Lâkin hak içinse önünde eğil
..

Devamını Oku
Rıdvan Yamuç

Göz nurları bir bir şekil alıyor
Bakanların gönlünü okşuyor
Nurlu ellerde maharet segiliyor
Maharetlerde paraya dönüşüyor

Desenlere hayran olmak lazım
İlmekleri saymak lazım
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Bütün savaşlardan
Alnının akı
İle çıkmış;
Hiç yenik düşmemiş.
Alnının akı ile,
Ayıplanacak bir
Duruma düşmeden, Pontus
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

İnsan bulaşır
Kendi içine...
Taşarken niçin?
Aşarken için...
Şaşar akran
Şaşı kalır.
Başarı alır.
..

Devamını Oku
Müfit Aksakal

Kuşlar uçar,kuzu meler,
Çiçek açar,canlanır yer.
Kırlar hep yeşiller giyer.
Bahar ne güzel,negüzel!

Yerden çıkar papatyalar,
Döner havada turnalar.
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Çevresinden geliştiği
Ona göre ayarlanan...
Kendi gibi
İhtiyaç için gerekli,
Sonrasından edindiği
Bakakalırsın karşına...
Düzeyi ölçen
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

İşten kendisine
Bir pay çıkarmak.
Karşısındakinin düşüncesizliğini
Belirtmek için,
Gerçeği iyi gören ve
Ona göre davranan...
Akıllı düşününceye kadar
..

Devamını Oku
Adnan Deniz

2009–2010 Eğitim ve öğretim yılı birinci dönemi sona eriyor. Öğrenciler karneleriyle evlere gelecekler ve evlerde çeşitli hikâyeler yaşanacak. Ancak sayın velilerimiz bu karneler sizin. Lütfen öğrencilerinizi yargılamadan önce kendi kendinizi yargılayın ve eleştirin. Bu dönem öğrencim için ben ne yaptım? Sorusun lütfen kendinize bir sorun.
Daha öğrenci okula başlamadan velilerimiz maalesef yanlışlarla başlıyorlar. Nedir yanlış olan? Öğrencilerini adam yerine koymadan kendi istediklerini ve kendi hayallerini çocuklarında yaşamak istiyorlar. Gerçek olan öğrenci yetenek ve kabiliyetleri kesinlikle dikkate alınmıyor.
Öğrenciler, okula yazdırıldıktan sonra öğrencinin psikolojik gelişim durumu ve okuldaki hal ve gidişatı takip edilmiyor, Öğrencileri evden okula göndermekle bu işin bittiği sanılıyor. Parasını vermek, defter, kitabını almak, servise vermek acaba yeterli sorumluluklar mıdır? Öğrencilerin çoğunun şikâyeti evlerinde kendileri ile ilgilenilmediği ve insan yerine konulmadığıdır.
Acaba hangi veli ergenlik içerisinde olan öğrencisini karşısına alıp ta onunla konuşabiliyor? Hangi veli öğrencisini okula gidip gitmediği konusunda okulla istişare içerisine girebiliyor? Hangi konularda başarılı olup olmadığını araştırıp, hangi veli altarnetatif öneriler sunabiliyor.
Kendi problemlerini öne sürüp, aylarca kontrolsüz bıraktıkları öğrencilerini ancak karne günü hatırlayan veliler acaba bu çocukların geleceklerinden ne bekliyorlar ve bu çocuklara kızma hakkını nerden bulabiliyorlar?
Öncelikle başarısızlıkların odağında aile, çevre, kişi, tercih, okul gibi etmenler vardır ama asıl olan önce elimizdeki çiçeğin farkında olabilmektir.
Acaba başarısızlıkta öğrencinin hiç mi suçu yok? Olmaz olur mu? Öğrenci öncelikle hedefini ailesi ile beraber iyi koymalıdır. Okul seçimini iyi yapmalıdır. Kendi yetenek ve kabiliyetlerinin farkında olmadır. Kendi hedeflerini önceden belirleyerek ona göre çalışmalarını şekillendirmelidir. Şu anda Türkiye de belli bir mevkide olabilmenin şartı mutlak ve mutlak herkesten iyi olmaktan geçmektedir. Torpil morpil diyebilirsiniz ama orta direk ailelerinin okumaktan başka çıkar noktası kesinlikle yoktur. Maalesef öğrencilerimiz hayalperest bir dünya oluşturmuşlar filimler de gördükleri gerçek olmayan dünyaları içerisinde ağlarını örmeye devam etmektedirler. Velilerin buradaki görevleri öğrencileri gerçeklerle tanıştırmaları ve onları iyi olana doğru yönlendirebilmeleridir.
..

Devamını Oku
Tuba Gürdere

Her ne kadar sakin ve durgun olursa düşünceler
bir o kadar etki,hareket oluşturur içsel bakışa yansıyan tepkiler.
Orada ki başlangıç, duyuşunun boyutudur zamana bütünlenen görsellik.
Zaten öz kavramın içinden duymak örselemektir kendini zamansız.
Ve nasıl ki yüreğin maddesel ritmine duyuşumuz sağırsa,
yüreğin manen duyumsadıklarıdır sonsuzluğa varolan.
Düşüncenin ayrıntısında ki sezgi, tek bir duyguyla bütünler kendini.
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Ne okursak okuyalım, ne görürsek görelim, ne duyarsak duyalım, ne söylersek söyleyelim hepsi birer gerçeklerdir şüphesiz ve bilinecektir bu gerçekler… ve bu gerçekler dahilinde düşünüyor olduğumuzu da, sorumluluğun var olacağını da, diyebileceğimiz bir değere taşıyabilenler olacağımızı da, bilelim ki düşündürecektir… ne yaparsak yapalım an'ında buluşmak denilendir bu, çatışmaya sürüse de...

Ne yaparsak yapalım kavramında 'buluşma anı' olacağıyla, buluşacağız o an'ında ve bilinmeli ki, incelikler bırakmaz yakamızı… burası bir biz varlığıdır… ‘boynumuz kıldan ince’ denilendir bu kişi ve buluşma olan kişiler varlığı… kişinin ben sağlığı gibi buluşmanın biz sağlığıdır bu yakamızda taşıdığımız incelikleri… buluşmak için Havva ananın Adem babaya Selam varlığı, Allah’ın lütuflarıdır… Selamın Allah'a ulaşması için yaratılmıştır Havva anamız Adem babamıza... düşünceler kısır değildir...

Allah tek! İnsan aşkına hayranlığını aracılayacak olan bu Selam varlığı, Allah aşkıdır aynı zamanda… hep çifte çifte değerler bunlar… Güzelliklere şansımız tek değildir böylece… Güzelliği bütünleyecek varlığımızdır tek Güzel Allah ve oku güzelliğine işaret eden Kuran… Güzel oku varlığıdır: güzel anla, güzel düşün, güzel duy, güzel gör, güzel söyle…

Böyle biliyorum diyebiliyor olduğuma göre, artık hayat laboratuarıma merhaba diyebileceğim… her merhaba beni bazen okşayacak, bazen ihtar edecek, bazen öteleyecek, bazen içime götürecek hep ama sık sık, bazen hayret bakışları okşamayı öğrenmiş olduğumdan incinecek, öyle mi öğrettim diye: bir bebeğin hayret bakışlarıyla, bir saldırının, bir felaketin, güç benim elimde bir cinnetin yarattığı arasında uçurum düşünülecek… hep hayret karşısında bir merhaba hakkıdır bu daha sadece… hayret duyarlığımızı yaşatabilmeliyiz… evet + hayır = hayret midir? formülü kuşatılamaz…
..

Devamını Oku
Ahmet Hakan Yılmaztürk

Gözü gönüldür, bakışı vuslat
Kaşı adetten, çatmasın hoyrat

Yüzü aydınlık, günü ağartır
Saçları ipek, altın başaktır

Aklı çalışmak, varlığı hüküm
..

Devamını Oku
Erdoğan Kırmızıoğlu

Birden emekli olunca, üzüldü gönüller
Erdoğdu Beyi hatırlayacak tüm sevenler,
İsmiyle yaşatılacak, ona has değerler,
Onun Telekom da unutulmaz emeği var,

Otuz yıl başarıyla kamuya hizmet etti,
Yöneticiliği ile örnek teşkil etti,
..

Devamını Oku