Alev alev olmuş dünyası yangın
Hem de çatışmaktan yarı baygın
Sordu savaşçı sabaha beş kala;
Neyin yaşı yok hayatta?
Ve hangi ızdırap gençleştirir arttıkça?
Ben mutlu olacaksam nefes aldıkça
Yaşamak doluyum
Başımda rüzgâr
Gözümde gûlûş
Dudaktan bir düş
Neşemde bir şikâr ile
Sevmek doluyum
Yûreğimi saz diye çaldım sana
Yûreğimin en ince telisin sen
Adını attım heybeme çıktım aşkın turuna
Dünyanın en güzel keşfisin sen
O güzel yüzünü asıyorsun
Yaprağını elvanlar gibi rûzgara salıyorsun
En bilge kadında da aynı yürek vardır
En cahilinde de
Yüreğini karalamayacağım kadında yûrûdüm ben
Sende
Kar örttü sanırsın çamurlu ayak izlerin
Yürürsün hoyratça
Boş verdik dünyayî böyle de dönüyor işte
Bu inkar cahillikten mi ketumluktan mıdır?
Ne desek inkâr edip tek tek oluyorlar işte
Yüz kayışlığından mı,yûz kalmayışlığından mîdır?
Yara sitem ettik anladı mı ki
Ders edip gônlünde sakladı mı ki
Bülbüle sırt döndû karga mı arif
Yar bu kahpeliği ne tez öğrendi mi ki
Biz yari binlerden seçtiydik
Kara giyim kararmak yakıştımı ki
Sen gitme
Kar yağar
Çünkü mehar gözlü yar
Dalgalı saçlarında bahar
Toplanıp gitmelerimde gözlerine
Görürüm kar yağar
Kağıdıma devrildi sanki zaman
İlk çocuk kuruduğu zaman
Dimağım şuursuz
Kalemim huzursuZ,huzursuz yazamam
Geri gelmiyorsa kuruyan
Bir daha kurutulmasın
Şarkımızı söylüyorsun
Susuyorum kulağımda sen
Yapılacak tek şey seni dinlemek.
Gözlerimi kapatıyorum karşımdasın
O kadar güzel ki gözlerin
Yapılabilecek tek şey donup kalmak
Yazık tufana da benzemiyor artık terkedişler
Yüzyıllık serzenişlerdir bu gidişler
Unutabileceksen beni gitmekle ölmek gibi
Yalandı o kavga gibi güzel sevişler
Yazık yenilmelerdeyim şimdi şampiyon
Aslan gibi mert yenilmelerdeyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!