Devletim ayağıma yirmi dört ayar altın pranga takmış,
Bileğimde ayarsız altın bilezik varmış,
Bu yüzyılda aşklar bile altın bilenziklerle varmış
Yirmi dört saat iç huzurumda hapishanede yatış
Nazım'ın hikmetine ulaşan akıllar artık yapış yapış
Sol bile sağa döndü tıpış tıpış
Evine girdi,bıraktı gülmecelerin en büyüğünü masanın üzerine,
Bıraktı bilmecelerin en küçüğünü bir cüzdanının içinde masaya,
"Para" gibi mesela
Masa masa olalı böyle gülünçlük görmedi,
Dalga geçtiler onunla,
"Türkiye" gibiyim dedi, soranlara ve dahi sorup insan olanlara....
İnsanın içi kadar sert bir mermeri masa yapmışlar,
O dört ayağıyla altında,bense iki ayakla oturur yazardım .
Bir kırık vantilatör vardı kenarda görevini layığıyla yapamadıkça bağırır .
Yüreğimin pişmiş harçtan tuğlası ,kim bilir hangi işçinin ekmek parası
Kalbimle beynim sevişir,ben oturur yazardım
Oturur yazardım lâ mekanlarda
Hangi geceden selamlıyor beni dolunayın en belirgin katresi ?
Bir zamanlar ağızlarda söylenen Anadolu gibi titreyen türkülerim.
Bir başak tarlasında görsem ellerimden kayıp gidişini.
Ben bir adam öldürdüm ablacığım
20'lerinde yaşama sevinci olan bir adam
Salyongozların sümüklerine özendim birer birer
Yavaş yavaş arkamızda binbir günah bırakarak
Sürüne sürüne çok şey bırakamadım sana
Kabuğumdan dolayı
Aldım kervanın yükünü bir çöl farsisinden
Yolun yarısında sakatlanan atlara inat
Yüzyıllarca taşıdım sırtımda
Bir de ürettim Kapalıçarşılarda kendim olmayanları
Bir de çınlattım tüm kulaklara Anadolu'nun Turkiyyun meselelerini
Ama büyütemedim sokak arkasında
Sen sanki hiç yazılmamış bir şiiri bana okutan adam,
Sen sanki daha yazılmamış dünya klasikleri arasına girecek bir roman yazmışsın da
İlk okuyanı benim "
"Seni tam tanıyamadım ben sevdiğim,
Necip Fazıl mı?
İyi ya da kötü dayandığımız bir gündü işte
Yine biten dünden farklısını aradığımız öylesine bir gündü,
Cuma günüydü saat 15.15. çocuklar aşağılara aşağılara indiler, sıralara geçtiler,
En sevdiğimizi okudular yine,
Hep bir ağızdan haftanın son birliği içinde
Benim içimi okudular, vesselam ...
Tüm kötülükleriyle birlikte bu dünya...
Asla özel bir yer olmadı.
Sadece topraktan yapılan birkaç koleksiyon,
Cezalandırılmayı bekliyor.
Bir ağaç kenarındaysan
Yere düşen bir şeker taneciğinin çıkardığı ses kadar haykırdım
Yaralara değerdim eskiden tesirim vardı
Bir zamanlar,,,
Benim açmadığım yaralara değerdim
Daha da derinleştirirdim,
Diretmelerim vardı ,,,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!