Mevsim güz
Ahmak Islatan yağmakta...
Alleben kıyısına oturmuşum,
Ömrümün solgun hatıralarını düşünürken
ıslanan ahmak olmuşum...
Seni düşündüğüm
siyah beyaz gecelerde
sabahı karşıladım
sabah kuşağı
siyah beyaz filmlerle...
elinden tutup parka getirdiği için
çok mutludur oğlunu
yan binadaki gözlüklü adam.
bense bakınıp dururum
masmavi gökyüzüne
kar beyaz buluta
Geldim işte
içimde ağır yaralarla geldim,
kan kayıplarıyla
onarılmaz acılarla geldim.
Çocukluğumun eskimeyen oyuncaklarıyla,
Bugün
düğün fotoğraflarını gördüm.
ak beyazlar içinde
çok güzel olmuşsun
ve poz vermişsin yanında bir herifle
gülümsemişsin nispet edercesine...
Mecburi istikametimsin
geriye dönüşü olmayan
tozlu şose boylarında...
Ve ben ne zaman yola çıksam
arkamda polis sirenleri
Topladığım son mahsul kederden
bir tutam atıyorum eski bir çaydanlığa,
demliyorum
katran rengi bir çayı,
şekersiz içiyorum
yeni kederlerin şerefine
Dünyanın en büyük olayıymış
Güneş tutulması...
Ben sana tutulmuşum ya
Güneşe ne hacet...
Sıkıntılı gecelerden birinde
yine uykusuz
yine huzursuz
yine yalnız
yapayalnızken
yorgun geçmişimi
Güneşi sakladım aydınlığında
yağmuru gözyaşlarında
tan yelini saçlarında
baharı sıcaklığında sakladım.
Bir seher yelinde çık gel ansızın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!