Mecnun'um Leyla'mı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti
Soramadım bir çift sözü
Ay mıdır gün müdür yüzü
Bursa'da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
Devamını Oku
Küçük şadırvanda şakırdayan su.
Orhan zamanından kalma bir duvar...
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
nenni de gulum nenni
sana seker
sana çikolata
sana pasta alayim mi
unutmamak için seni oyalayan beni
PS// ahan geldim gune gunes doganda ahan da gidiyorum burada ..gorusmek uzere az sonra...kurtulur mu dersen bu melhem ile yok derim bu yara baska yara
HaZ
İzmir
Bay, 53
17.08.2012 11:52
Nurani;neyi ispat etmeye çalışıyorsun?
Görüyorum ki yine zırvalamışsın.Duraklar şiirin musikisidir.
Yani ritmidir.Biz çerkezlerde bir söz vardır.tökezleyen attan sahibine hayır gelmez derler.Adımlar düzenli ve ritmik olmalıdır.Şiirde öz ve mana yoksa ,duraklar ritmikte olsa,aritmikte olsa zaten o şiirden ziyade söz dizesidir.Yani şiir hüvviyeti yoktur.Görüyorum ki bir yanlışını başka bir yanlışla kapatmaya çalışıyorsun.Bu konuda gerçek hece şairlerini okumanı ve çok iyi tahlil etmeni öneririm.
Günün şiirine tebriklerimi gönderiyorum.
...CEVAP;
…sayın HAZ çok basiretsiz bir kalbiniz ve sevimsiz bir diliniz var. Zırvalamak sözcüğünü çok sık kullanıyorsunuz. Benim yorumumdan alındığınıza göre anlaşılan siz “PLASTİK NAYLON BEBEK ÜRETİCİSİ” birisisiniz. Onun için benim yorumum sizi hastanelik etmiş.
…benim neyi ispat etmeye çalıştığım gayet açık ve nettir. Ay gibi arı güneş gibi durudur. “plastik naylon bebek üreticisi” zihniyetle mücadeledir. Bu zihniyet durak yaptım diye cümleleri anlamsızlaştırmakta, kafiye uysun diye de mısraların bir biriyle bağını kopararak “GECE KONDU KAFİYE” yerleştirmektedir.
…sen onu bunu bırak ben yorumumda Halkozanımızın şiirinde sizin anladığınız türde bir durak var mı? Ondan haber ver. “güne düşen şiirin durağı hakkında” bir bilgin paylaş görelim. Yani kısaca biliyorsan konuş ibret alalım, bilmiyorsanız susunuz İnsan sansınlar”
Ali İzzet bey sanırım yıldızların kıt döneminde yaşamış? O bu günün yıldızlarını bir göreydi her halde ağzı açık gezerdi. Zira bize yıldız (!) bolluğundan gına geldi de.
Herkese hayırlı çalışmalar ve hayırlı Cumalar...
Nurani;neyi ispat etmeye çalışıyorsun?
Görüyorum ki yine zırvalamışsın.Duraklar şiirin musikisidir.
Yani ritmidir.Biz çerkezlerde bir söz vardır.tökezleyen attan sahibine hayır gelmez derler.Adımlar düzenli ve ritmik olmalıdır.Şiirde öz ve mana yoksa ,duraklar ritmikte olsa,aritmikte olsa zaten o şiirden ziyade söz dizesidir.Yani şiir hüvviyeti yoktur.Görüyorum ki bir yanlışını başka bir yanlışla kapatmaya çalışıyorsun.Bu konuda gerçek hece şairlerini okumanı ve çok iyi tahlil etmeni öneririm.
Günün şiirine tebriklerimi gönderiyorum.
Hakkı rahmetine kavuşmuş tüm ozanlarımızın,
mekanları cennet, komşuları Efendilerimiz olsun
İnşaallah.
Büyük ozanların modası geçmez hiç. Sade bir dille yüreğini nasil da açmış böyle. Tıpkı Veysel tadında...
Nurlar içinde yatsın...
Seçici kurula teşekkürlerimle...
çok güzel akıp geçti.
Aşkın Polisleri
Aşkın polisleri tuttu yakamı
Ne alır canımı ne de el çeker
O zalim yar benden kesti selâmı
Ne bir mektup yazar ne de tel çeker
Girdi dil şehrine sevda taburu
Can yurduna hücum etti her biri
Keder denizinde umut vapuru
Ne batar kurtulur ne de yol çeker
Feleğinen geçinmiyor İzzetî
Çirkin huyları var kötü âdeti
Şu bendeki derdi ahı feryadı
Ne dağ taş götürür ne de kul çeker ...ali izzet özkan
değerli halk ozanımızı rahmetle anıyorum bu vefalarından dolayıda seçici kurula teşekkür ediyorum ...
...evet ben her zaman bu köşede ve de kendi sayfamda bulunan şiirlerime durak yönünden eleştiri getirenlere karşı, ben de onların gereksiz doğmacık, yapmacık getirdikleri ve yakıştığını zannettikleri “plastik yapmacık naylon bebek” duraklarını eleştirmişimdir. Biz halk ozanlarında öyle yapmacık cümle ve yapmacık mısra oluşturulmadığından gönül kapımızdan çıktığı gibi halis-muhlis şekliyle yer alır. O nedenle de bir mısrada durak 4+4 iken diğer bir mısranın durağı 3+5 ya da 5+3 olabilir. İlla her mısra 4+4 olmaz.
…işte bu değerli şairimizin ilk iki kıt’asını inceleyin bunun böyle olduğunu göreceksiniz.
Mecnun'um Leyla'mı gördüm…3+5
Bir kerece baktı geçti …………..4+4
Ne sordum ne de söyledi ……….3+5
Kaşlarını yıktı geçti ………………..4+4
Soramadım bir çift sözü …………4+4
Ay mıdır gün müdür yüzü ………3+5
Sandım ki Zöhre yıldızı …………..3+5
Şavkı beni yaktı geçti ……………..4+4
…evet sayın “plastik naylon bebek” üreticileri nasılmış gördünüz mü? Okuyun Aşık Veysel’i ve halk ozanlarını bunun böyle olduğunu göreceksiniz.
…kıymetli ve değerli halkozanımıza Allah’tan gani gani rahmet dilerim.
…halk ozanlığı, halk adamlığı, gönül adamlığı işte öyle bir şeydir ki adeta yüce dağ başının zirvesinden çağlayan bir ırmak gözesidir, harıl harıl, şarıl şarıl akar, içine düşeni ya da seyredeni alır götürür, kendinden geçirir, adeta bir miskin haline getirir. İnsanın utku tutulur, mecnuna döner.
…işite her zaman derim ya, şu meşhur zamane İMGECİLERİN ve SİMGECİLERİN ve de poetikçilerinin kulaklarının zarı çınlasın. Şiir kapalı olması gerekirmiş, şiir sağır olması gerekirmiş, şiirin amacı ve ana fikri olmazmış, kim okursa ne anlarsa şiir o imiş, miş, miş, falan filan. Geçin siz onları kardeşim geçin. Şiir coşturur, şiir koşturur, şiir düşündürür, şiir özendirir, şiir hap gibidir ağrıyan derdinize bir ilaçtır, şiir duyguları besleyen temadır.
…bu şiirde bu duygular fazlasıyla mevcut.
Bu şiir ile ilgili 38 tane yorum bulunmakta