Maviyi özledim nedense
Güneş bir doğsa
Göğün mavisini seyrederdim
İstanbul'daki denizin
Mavisine bakardım hiç olmazsa…
***
Ve çıkıp gelsen hatıralardan
Dönsek yeniden eskinin baharına
Yokluğun,
Sert bir rüzgar gibi esmese saçlarımda
Kollarını,
Yirmili yaşların kollarıyla sarsam
Ediz Ata, torunum
Hele sor
Nalbant Mustafa
Bilir
Söylesin sana
Yanağındaki urun sebebini
Ne zaman seni düşünsem
İlk karşılaşmamız gelir aklıma
Bir sokakta durur zaman
İçime bir duygu girer
Üzülmek sevinmek arası bir şey
Anlatamam…
Uzandım bir tarlanın kıyısına
Yeşil çimen ıpıslaktı
Sanki 'merhaba' dedi bana bir serçe
Sanki bir nevruz başını kaldırıp bana baktı...
***
Elimin üstüne gelip kondu bir uğur böceği
Demek böyle oluyor
Yaşarken ölmek…
Damarından kanın çekilir
Nefessiz kalırsın peşi sıra
Ve ne önünde bir yol kalır
Ne gölgen gelir ardın sıra…
Gençlik yıllarımızdı...
***
Soğuk bir kış günüydü
Kar yağıyordu üstümüzde
Kıskandık sahili öpen dalgaları
Öpüştük ikimiz de...
O sendin
Puslu bir Salı günü sabahında
İlk kez karşılaştığım…
Sonra
Bir sevda faslı başlamıştı aramızda
Varsın dillere düşsün adımız
Aradığım bir şey var
Gecem gündüzüme karıştı
Gözlerimde bir parıltı
Saçlarımda ılık bir rüzgar
Her yerde yaşamın var oluş türküsü
Elimde, denizden çektiğim bir yosun
Bu kaçıncı gece
Yarın kaçıncı gündür gidişin
Sayamadım…
Penceremin kenarına
Bir güvercin kondu bugün
Gagasında mektubun var sandım…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!