Belki bir gün,
Adını, yaşını, boyunu, kokunu, nereli olduğunu,
Konuştuklarımızı,
Sustuklarımızı,
Kahkahalarımızı,
Kavgalarımızı
sana kurduğum cümlelerin ayakkabıları eskidi.
çırılçıplak kelimeler uzanıyor boylu boyunca yokluğuna,
bir selamınla ört üstünü.
mevsim yaz
üşüyorum.
dilimde dahi yakışı kalmayan
yüreğime ziyan bu eylemin,
yakışmadı gidişin.
17.3.2010
sen yangındın,
ben sana ne olacağını bilmeyen.
acaba karınca misali su taşısam mı daha çok
sevilirdim tarafından
yoksa kızar mıydın ateşini söndürme gayretime?
her bir uzvumu aittir sana diyerek
çıplak gözle bakılamayandın sanırım
yoksa arşa çıkartsan da görürdüm yüreğini
bedenimi soyunurdum ruhumdan
ruhunla dinlenirdim,
ya göremedim ya saklanmıştın.
giyindiğimde aşkını en nihayetinde
Yaşım mı yoksa yaşadıklarım mı,
birinin ''hakkını helal et.'' dediğinde
gözlerimin yaşarması?
14.5.24
bugün tam kırk ikinci cuma gidişinin ardından.
sana sevgiliyken,
ve tabi senin bana ne olduğunu
hiç bir zaman bilmediğim.
bir yığın kişisel gelişimci dinliyorum,
bir dünya taktikleri var bir dünya çıkarımları.
yüreğinin aşk görmeyen yamaçlarında kapaklandım sevdalara,
kanadı gözlerim,
tutup kaldırmadın karabasan yokluğundan,
tuz bastın ciğerlerime,
gelmedin,
yetimliğimin özlemlerini kanattın.
Yollarında çocuk olup misket oynadığın,
genç olup gizli gizli ilk tütününü içtiğin,
Ağladığın, güldüğün
Sevindiğin, üzüldüğün
Gündüzü de geceyi de gördüğün,
sıcağında kavrulduğun, soğuğunda titrediğin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!