Cenneti mi özlemiştin,
Niye gittin Elçibey’im?
Bunu bize neden ettin,
Niye gittin Elçibey’im?
Sen, Kafkasların Oğuz’u
Elinde âsası, dede
Ömür de gelmiş sadede
Diyerek, Allah kerimdir
Tespih çeker saadete.
Elinde âsası, nine
Bir tenhâda elimi tutsan
Bir celvede benimle dolsan
Bir fincan kahve, kırk yıl hatır
Bir cezvede benimle olsan
Kırk katır olmazsa kırk satır
Fatih, suru dövmeden kendi nefsini dövdü.
Fazla söze ne hacet, onu peygamber övdü.
Saliha ana gerek Fatih doğurmak için
Sonra bir Akşemseddin, mânen yoğurmak için.
Bir ordu ki, Ahrar’ın cübbesinden boşalır.
Bana, gemilerine bin de git diyorsun
Ya da istersen yak.
Ben gemilerimi hiç getirmedim ki.
Beni rüzgârlar getirdi
Senin kapına;
Yazgım düşürdü, ayaklarına…
Karaları bağlıyorum
Lime lime olmuş sinem.
İçin için ağlıyorum
Hayâlimde ölmüş ninem.
Bir muamma genç yaşımda
Bir şafakla yola çıksak,
Kimi zaman yarış yapsak
Kimi zaman ağır aksak
Gökkuşağına yol alsak.
Birbirimize yaslansak,
Yolların bittiği yerden,
Ufuklar başlar, mavili.
Seni sevmişim gönülden,
Gözleri zambak mavili.
Doludur gönlüm boş değil.
Bir başkadır ana kucağı,
Kurt yatağı, asker ocağı...
Yatıp ölme kalk da öl, derler.
Yürür tümen tümen çeriler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!