Ömür akrep ben yelkovan
zaman tüneline daldık
bir küçük ışık için
kovaladık ve kaçtık
bıkmadan usanmadan
Zehir zemberek sözlerini
içirdin zorla bana
karşı çıktıysam da
gözlerine bakmam yetti
zehiri yudumlarken
varlığım sende bitti
Ne karanlık sabahlara uyanıyoruz ya Rab
yok mudur bir alamet aydınlatacak
sabır büyütüyoruz bahçemizde
her gece bir Fatihayla uyuyup
gün değmemiş sabahlara uyanarak
Ve işte serseri yalnızlığım
terkettin beni sen de
yavrumuz hasret oynarken bahçemizde
şen kahkalarla seyrettiğimiz günler nerde
nerede düşmesin diye ardından koşmalarımız
23 yaşındaysan
ve hâlâ kırılıyorsa kalbin
olur olmaz herşeye
ağlamak geliyorsa içinden
kaldırımda sürten kedi
saçlarını dağıtır eylül göz süzerek
ıslak burunlarıyla soluklanan
ürkek bakışlı kısır atlara.
ve Beyza!
talan yeri yürek
kavimler göçünden kalma
Seni unuttuğum zaman
kendimi unuturum sevgili
ki sevmek adam eder âdemi
'sevmek seni' ihanetimdir şeytana
acı çekmektir sevmek seni
Hani her çaldığında
gelmiş olman umuduyla açardım ya kapıyı
'ki adresimi bile bilmezsin'
sonunda azâd ettim umutları anahtar deliğinden
gözlerimi kapayıp seni hayal etmemenin
hazzıyla dalıyrum uykulara artık
Yine yollar sana çıktı
bahtıma sen çıktın yine
kabuğunu kaldırdı gözlerin
yürek yaram kanadı yine
sevdiğim, yürek yaram!
Ruhumdan arşa yükselen selaları duymuyorum artık
yüreğimde her gün ölüp ülüp dirilen sen
ya ebediyyen öldün veya büsbütün dirildin şimdi
ölüm sessizliği mi kolgezen ruhumun sokaklarında
yoksa dünyama gözlerini açışının şaşkınlığı mı bilmiyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!