Ayşe Akdoğan Şiirleri - Şair Ayşe Akdoğan

0

TAKİPÇİ

Ayşe Akdoğan

Gül kokulu zamanlarda
Düşersin aklıma,
Yağmurların çiğ, çiğ
Olup yüreğime
Düştüğünde.
Gözlerin gelir aklıma,

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

’Karanlık dünyamdan, kendime aydınlık bir dünya yarattım.’’
Ne mutluydu çocukluğun da. Sıcak sevgi dolu bir yuvası vardı. Babası marangoz olan Yusuf, gece gündüz çalışırdı. Evine çocuklarına bakmak daha iyi hayat koşullarını sağlamak için. Çocukluğundan beri başlamıştı Ali’nin babasına hayranlığı.
Evlerinin hemen altı marangoz atölyesiydi. Okul çağına daha gelmediği için, günün çoğunu babasının yanında geçiriyordu. Sokakta oynamak yerine babasına yardım etmek istiyordu.
Ali, her sabah gözlerini açar açmaz babasının yanında nefesini alırdı. Pati, pati koşaraktan. Annesinin arkasında Ali diye çırpınışlarını duymadan koşarak alt kata inerdi.
Hep içten içe büyünce bende babam gibi marangoz olacağım diye hayallere dalıp giderdi. Bazen de köşeye çekilip babasını gıptayla izlerdi.
Günlerden bir gün yine babasını izlerken,

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Sen İstanbul’dasın ya
Kuş olup uçmak isterim sana doğru
Her sabah pencerende sabahlayıp
Yeni güne,yeni umutlara
Ben uyandırsam seni

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Geldiğinde göremeyeceksin artık
Gülen gözlerimi,

Sana uzattığım
Sımsıcak ellerimi
Uzatacaksın bin umutla

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Eyy gökyüzü yıldızlar
Söyleyin ona
Ben onu seviyorum
Sabah akşam içim kıpır,kıpır
Ne mutlu bana
Ben onu seviyorum

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Hışımla yataktan fırladım. Geç kalmıştım sınava. Alel, acele hazırlanıp otobüs durağına koşarak gittim. Nefes nefese kalmıştım.

Buz kesmişti ayaklarım. Otobüs gelmek bilmiyor derken; nihayet gelmişti.
Neyse sınava tam zamanında yetişmiştim.

İstanbul’da yaşamayı sevmiyordum. Karma karışık, aynı zamanda da çok soğuk bir kentti.

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Sen geldiğinde dünyama
Pembe düşlerim vardı.
Sana ait her şey pembeydi
Sevda bahçemdeki
Güller pembe,
Gökyüzüm pembe

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Kış geldi her taraf yağmur, çamur

Üşüyorum bak ellerim buz kesti

Anne,

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Muzip muzip, bakardı yanına gittiğimizde yaşlı koca çınar ağacı.Hafif muzip,birazda gülümsemeyle karışık.
Elma elma yanakları vardı kıpkırmızı. Gözlerinin içine bir türlü bakmayı beceremezdim. Gözlerinin ışığının sönmesinden korktuğum içindi belki de bu.
Yanına gittiğimizde çaktırmadan beklerdi kapıda. Beklemiyor edası yarataraktan. Gözleri ışıl ışıldı. Hep sevincini saklamak ister gibi hafif bir tebessümle yüzüme bakar, ellerini uzatırdı öpmem için. Elleri çizgi çizgiydi. Ellerini öperken yaşamın çizgilerini avuçlarımda hissederdim. İçim bir garip olurdu.
Ne kadar gizlese de duygularını. Sevinci, sevgisi gözlerinin ta gözbebeklerinde ışıl ışıl parlardı. Sevinç fışkırırdı gözlerinde, sesinde hafif bir titreme ‘’hoş geldin kızım’’ deyişi kulaklarımda.
Yaşlı koca çınar, sanki hep öyle kapıda bekleyecek, hayat hep böyle devam edecekti.Hiç bir gün bu koca çınarın devrileceğini düşünmemiştim.
Yaşlı koca çınarlar hep dimdik ayakta olur hep yanı başımızda olacak diye düşünürdüm.

Devamını Oku
Ayşe Akdoğan

Senin bu şehri bırakıp ta terk ettiğin gün oturdum ağladım öylece.Seni ne çok sevmişim bunu sen gidince anladım.

Duygularım haykırdı sensizliği,kağıtla kalem tek sırdaşım şimdi…

Benim dört mevsimim sendin.Yazım,kışım,baharım,sonbaharımdın.Geldiğinde mor menekşeler sarardı yüreğimin dört bir yanımı.Gittiğinde kara kışlara bürünür buz keserdi yüreğim.

Devamını Oku