Giderken bıraktığın kara topraktı, bir de alnımı yakar güneş.
Oysa içimde yangınlar oluşmuştu, oysa kızıl bir düş ormanıydı düşüncelerim, kara kış korkusu düşüncelerim, kara kış korkusu gibi daralmıştı içim yalnızlığımla.
Sen sevgili, yaz günlerini yaşamayı vaat etmişken kara kış ayazında bedenim.
Bu gidişti, senin bana kalan yangınlardı.
Şüphesiz bir de yaşam senin olarak kaldı, öyküler ise bana kalandı.
Bakmak, sadece bakmak, geçmişin ardında kalan gölgeliklerden bakmak.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;