görinen yıldız değil yir yir delinmişdür felek
gün yüzünün hasretiyle tir-i ahımdan benüm
necati
-1.
açılmış sarmaşık gülleri 
                     kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
                     içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
                     yağmurlu genç kadın
-2.
rüzgâr 
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor 
                               dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
                               ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
                    ayrılığımızı hissettiğim an 
                               demirler eriyor hırsımdan
-3.
ay ışığına batmış 
               karabiber ağaçları 
                       gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar 
yaseminler unutulmuş
                                 tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
                çünkü ayrılık da sevdâya dahil 
                                 çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
                hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
                                 her an ötekisiyle birlikte 
                                              herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen 
               yakılmış ot kokusu
                                yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
                                yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
                    çünkü ayrılık da sevdâya dahil 
                                 çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
-4.
yalnızlık 
hızla alçalan bulutlar 
                karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
                eflatuna çalar puslu lacivert 
                                  bir sis kuşattı ormanı
                karanlık çöktü denize
yalnızlık 
çakmak taşı gibi sert 
               elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir 
               fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele 
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu 
                parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı 
                kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu 
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu 
               ölü bir gezegenin 
                                 soğuk tenhalığına
                                                 benzemesin diye 
               özgürlük mutlaka paylaşılacak 
                                 suç ortağı bir sevgiliyle
-5.
sanmıştık ki ikimiz 
                   yeryüzünde ancak 
                                    birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki 
                  tek kişilik bir yalnızlığa bile
                                    rahatça sığarız
hiç yanılmamışız 
                  her an düşüp düşüp 
                                    kristal bir bardak gibi
                                                  tuz parça kırılsak da 
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
                  hâlâ  kıpkızıl gülümseyen 
                                   -sanki ateşten bir tebessüm-
                                                zehir zemberek aşkımız
Kayıt Tarihi : 29.8.2000 07:03:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



?si=sQe7nnH2okbNW_2e
TÜM YORUMLAR (156)