Yokluğa sırrını bahşetti yaradan; sırdan doğdu an, saniye, dakika, saat, gün, zaman.. Sırrın en büyük mucizesi saklı kaldı ilk günde.. Olan, olacak olan, biten, bitmeyecek olan ne varsa yazıldı bir günde..
Zerrelerimi mürekkep yaptılar, benliğimi kalem, kalemin memlükleri tohum tohum yeşertiler kainatı, senin köklerinde.
Kitab-ı Mübin’in üç katibi “Hasret” “Firak” ve “Vuslat” sırrın sırrını aradılar on iki saat, harfleri dövdüler sonsuzluğun tavında..
Karanlık düşecekti ki günün devri daimine, telaşa kapıldı Hasret bağırdı “aşk” diye; neden bağırdığını bilmeden, harfleri boca etti kalbin kalıbına..
Doğdu geceyle beraber aşk, böylece..
Vuslat’ın gönlü razı gelmedi karanlığa, aldı başını çekip gitti, dönüşü olmayan uzağa..
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta