Bir gün hasta olucam
Ay'ı misafir edicem diye
açık tuttuğum pencerenin ışığından.
Rüzgar da bir deli esiyor bugün.
Masamda ki kağıtlar hışırdıyor estikçe rüzgar
belli ki hasbihal etmek istiyorlar.
doğrudan sana vardığımda
yaklaştığımda kaçtım
nasıl istediğimi bile anlamadım
tüfeğin namlusunda bir merhaba
cehennem ateşinden halliceyken
avuçlarımda sıra bekledi
Öpsen geçer mi ki?
Bilemedim şimdi...
... öfkeli öfkeli.
Öp.
Öfkeliyim ama ısırabilirim
belki dudaklarını dilini.
Gece bastı yine
üzerimde bir ağırlık bir huysuzluk
pencereyi açtım
tatsız tutsuz bir boşluk.
Odun kokusu sarmış her yanı
bir tarafta da nefesimde tuttuğum hayallerin yanığı.
Gece gelmek bilmedi
güneşte gitmek.
Sis duvarları örmüş örümcekler camlara
duvarlarda zamanın gölgesi
kovalıyor sanki peşim sıra
küçük bir çocuk gibi yapışıyor eteklerime.
Mevsimidir şimdi
aşkın vedanın, rakının balığın.
Nergisler boy vermiştir
kıyı boyu kokusunu salmıştır sümbüller.
Masalar kurulur kapı önlerine
anason kokuları hep bir adım önde.
Saklambaç oynayalım mı?
Kim sayacak?
Sen. Önün arkan, sağın solun dolu.
Saçlarını çekiyorum.
Sürekli gidip geliyorum...
Sobe..!
Bazıları yağmuru çok sever
Kimi ıslanırken sadece
kimi iliklerine kadar hisseder.
Sorsan herkes toprak kokusu der
kimi yağmurda toprağın kokusunu içine çekerken
kimi bilmez ki toprağa kokusunu zerk eder...
Sevmek ağız dolusu olur
Böyle bardaktan boşalırcasına
Kulakların çınlarcasına
Avuçlarından taşarcasına
Isıra ısıra, kokusu ciğerlerini yakarcasına
Kalbinin göğüs kafesini yırtarcasına
Koyu koyu şiirlerim var
siyah siyah kokan
bana dair
sana dair
öldürmeyen acılara dair
akşamdan geceye süzülen yılan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!