‘ Bir gün gönül pencerenizden bir hırsız girerse içeriye, peki ürkütmeden nasıl yakalarsınız onu ‘
Düş Hırsızı
Ne bulunur bir gezginin yanında,
Kendi yüzünden başka.
GÖNLÜNÜN ORTASINDA
Doğru, yaraydı ya da botan,
Belki vuslat tarlası erir şimdi
Aynı yüreklerden su içtiğin eşşeklere dönersin.
İzi kalırdı, sularla ırmakların polinantın da.
MOR BİR ÇIĞLIĞA DÖNERSİN
‘’Ve kadın merakıyla açılrsa Pandora’nın kutusu?
Bütün kötülükler yeryüzüne yayılır,
Bir iyilik kalır kendini ifade edemeyen geride.
Ve Zeus, erkek ve dişideki baş edilmez bu ihtirası görünce,
SESSİZ GÖLGELER
Hüzünlü bir şarkıdır dilimde şimdi adın.
Adımlarımla büyür uçurumlarım,
Toz ve dumanla yıkanmış ömrümden
Mavi düşler getirmişim oysa gözlerine,
UYANDIĞIMDA
Gözlerimi çamların altında,
Açmalıyım uyandığımda
Demli çay ve sigara yokluğunu
SEN YOKSUN DİYE
Issıza kesmiş bütün caddeler
Vitrinler kapatmış eleriyle yüzünü
Yalnız kalmış sokak çeşmeleri
SEN YÜZÜNÜ GÖSTERİNCE
Sular çırpınır teninle,
Ve hüzün demir atmış deltasına gözlerinin
Seyirsiz rotasız kalmışın şimdi
SEN DAĞLARA ÇEVİR YÜZÜNÜ
Karanlığa yıldız eken gözlerinden
Ayrılığın çatık kaşı saplandı yine göğsüme
Sonra bütün hüzünleri toplayıp kirpiklerinden
Nerde duydum bilinmez içimde sızlayan bir yaradan
Ya, aşkın nakaratıydı belki sarhoşluğumda duyduğum
Aynı makamdan dem vuran bir sazın tellerinde,
Ya da ömrümden çalınmış bir dize.
Söz yürekten, mermi dudaktan çıkarsa,
O dudak benim değildir artık, öpülmezlerde
selamlar...
şairin kendi sitesi
www.ayhansarioglu.tr.gg
www.ayhansarioglu.com