Sürdün kervanını dönülmez yola
Ne yüklediğinden haberin var mı
Her zaman yürüdün vermedin mola
Gideceğin yerde mekanın var mı
Büyük umutlarla kervanı kurdun
Bana uğramayan mavilikleredir isyanım
Hep griliklerde bırakıp uzun uzadıya uzaklaşan
Gözlerin yaşamın alabildiğine uzayan
Bana bir yıldız kadar mavilik sunmayan maviliklere
Kıyıya vuran her bir balinanın intiharındadır isyanım
Töreye söz geçiremeyen körpecik bedenlerin intiharındadır isyanım
Vurdun yıldızlarımı tek tek
Ve hala vuruyorsun
Sana mülteci ihtilaller ısmarladım
Karşında olacak yarınlarında
Ben sınırların ardında olsam da
Korsan politikaların dinlenmeyecek artık
Edepsizim şimdi edepsiz çevremle
Sana sunacak yüzüm yok
Kirlettim her aşkın kokusunda
Yeni bir yüz isterim
Kendimi sana sunabileceğim paklıkta
Sınırlarımın ardı mainsiz
Çok acıyor en esmer yanı
Tozlu yollardan sürgüne gönderildiğinden beri
Acılara dönük yüzü var her sayfada
Güneşle tanışmamış zemheri gibi
Bütün sesler ona ağıt gibi gelir
Nemlenir yüreği bir ana yüzü gibi
hergün içimden birşeyler kopuyor
birileri gidiyor
eyvallah demeden
zamansız habersiz
beynimden vurur beni
devirir bir ağaç misali
Neden akmıyoruz ırmak boylarında
Bütün sarhoşluğumuzla
Masallara inelim her ezgimizde
Her mısrasının derinliğine dalarak
Hayat müsade ediyorken
Gelin yaşama duralım ilgıt ilgıt
Çekersiniz dünyamdan güneşleri
Kalır üstümde yıldızları artık
Yıldızların da olur gündüzleri
Kalmaz ufkumda yaldızları artık
Dökersiniz üstüme yaprakları
Çok beyaz sevdim seni
Bir kar tanesi hafifliğinde
Uçuşurken gökyüzünde lapa lapa
Çok beyaz sevdim seni
Bütün siyahlıklara inat
Bütün kararmış yüreklere inat
Kaldırdılar arlı yasalarını bütün arsızlıkları ile
Çeşit çeşit kanuncuklar koydular kanunlarına inat
İnsanlığa hizmet unutuldu
Kullarına unutturdular kulluğu bir güz acımasızlığında
Kimi ilahlığı kimi de kulluğu takındı
Aynı yastığa baş koydular gaflet mevsiminde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!