Ertelenmiş bir hayattan geliyorum
Baharları var yaşanmamış
Umutları durur paslı bir çivide
Asılı kalmış yıkık bir duvarın nemli yüzünde
Bir kuş kanat çırpmakta
Göğsümün sol kafesinde
Sana bendeki seni anlatmam
Belki çocukça oldu
Belki de gereksizdi
Belkı de üzdü seni
belkı de en ıyısı bu ıdı
belkı de ilk bahar sellerı durulur böylece
Anlatmaya kalksam
Anlamsızlaşırım iyice
Dile getiremem seni sevdiğimi
Kalemime kağıdıma anlatamam seni
Gücenirler sonra
Dargın dargın
Bir çocuk ağlar uzaklardan beri
Duymaz onu hiç kimseler
İniler gözyaşları çarparken yüzüne
Mahçup kalır günahsız ve masum yüzü
Boyun büker tüycükleri
Kalakalır bir ömür boyu güz mevsimlerinde
Bir dağ yıkılıyor sessiz sedasız
Bir dağ yıkılıyor yersiz zamansız
Kimselerin üzerine göçmeden
Kendini gömerek göçüklerine
İniler sessiz sessiz
Kimselere duyurmadan sesini
Hayat merdiveninde her basamak çıkışım
Alırdı ömrümden çoğu şeyleri
Götürürdü çocukluğumu haberim yokken
Bir seni alamıyordu benden
Alırdı oyuncaklarımı düşlerimi
Kapatırdı gençlik kapısını sürüklüyordu uçurumlara
Sen o musun
Olağanca derinliklerden beni çağıran
İçimde dışımda olan
Sen o musun
Düşümde işimde aşımda olan
Çık karşıma
Yüzsüzlüğü arşa vurmuş bir zaman dirimindeyim
Edepsizlikler cirit atar gül bahçelerimde
Sorgulanır sevdam her tebessümünde
Mültecidir arzularım seher vakitlerinde
Tutulmuş aşka giden yollar
Barikatlar kurulmuş
Ah bu vakitsiz susmalarım
Bu ölümcül susmalarım
Ne zaman bitecek
Ne zaman şarkımı söylerim ki
Kendi bestelediğim
Ah bu susmalarım yok mu
Elim dağlara
Tenim yokluğuna
değince
Tanıdım kendimi
İşte o acılar içinde başladı ezgim
Ben tanımaya karar verince kendimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!