tünelin karanlığına kaç kez girdim
öptüm vatmanı
leb-i deryada Haliç'i gördüm
sarıldı geceye gün
güneşin koynuna girdim
savurdu beni karanlığa
boğulursun o derinlerde
saklanmış bir deniz kabuğunun içinde adım
kumların gölgesinde
yakamoz haykırıyor
......... ay nerede?
göremez ki...
hoyratça kaynar sular
boğar dalgalar
acıyınca can
saklanır duygular kuytuya
incinir kanar yürek
kopar fırtına..
bebeğim
hiç üzülme...
ben sana nasıl yanlış yaptın derim
seni nasıl kırar örselerim?
‘sırat ‘dedikleri şey
yaşamdır aslında
Tüketime endekslenmiş,yılın belli bir gününde anılması gereken değerlere hiç inanmadım.’Değerli ‘ bir gün için değil, her gün için olunmalıdır.
Yılın belirli bir gününde uflana puflana, zorlanarak hediye alınan bir annne olmaktansa,her gün saygı ve sevgi gören bir anne olmayı tercih ederim mesela.
Bir baba olsaydım, bir babanın özverisini algılayabilen çocuklara sahip olmak,haziran ayının bilmem kaçıncı gününe sığdırılmış, baba sevgisi gösterisinden daha anlamlı gelirdi.
Yakıyor yüreğimi kor
Ah zavallı aymazlıklarım
Yırt sayfaları kopar
Yalan olsun tüm yazmışlıklarım
Mürekkebi yayılmış
sen değilsin bitirenim
değilsin sen hüznü.. o hazan gecelerin
yorgun gönlümün sevdiceği
ne sandın seni? ? ?
üfledim küllerini,gömdüm..
pirinç bir mangalın derinlerine
ben san aşığım
göremediğim
gözlerine..
bir hayal olan
yüzüne..
çözemediğim
ÇOCUK
Ve onlar çocuktular
Kıyılamayacak kadar masumdular..
Bir bakış yeterdi
Onları mutlu etmaye
usumdaki deniz
pürüssüz sessiz
akdeniz..
ufkunda tekneler
pupa yelken...
zincirinden boşaldı düşler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!