Sen bilmem hangi sokakta
Ben, İstanbul çiçek pasajında
Sen sarhoş... ben sarhoş
Özlem, ikimizden de sarhoş...
Zaman... gece yarısı
Bir mum ışığı çağrısı
Hayat karşı kıyıda
Acı... özlem yarası...
Gönülde yaşam... çaydaçıra
korkmadan yazılmalı şiirler
tüketilmeyecek duygular dökülürken satırlara,
sevda yollarının her taşına bir çiçek…
gecende renkler açarken katmer, katmer
ay hareleri yavaş, yavaş sokulmalı yanına
Ay ışığı yasırken gözyaşıma
Dansını verir / hafif gölgeli
Hafif gölgeli... düşündeş
Kirpiklerim difana / aşk çizgili
Çizgilerime lodos vurunca
göynü özüm
zaman... efkar anında
göz göz yaran
zulmet, bastıkça ruhuma
bir ses bekler yüreğim
Hep bir sevgi düşleriz ya!
Karanlık çöktükçe gecelere
Ve başımız ağırlaşır
Gömüldükçe yastığa…
Kurulmaya başlarken hayaller
gidişinle kaybolan sabahlarda
derindir izi nedendir beklenenin
gitmez iç kasvetleri sevginin
bir gözyaşı seli bir niyaz yüreğin arklarında
ve çözülmeyen düğümler nüzul ruha…
Dönerek beyaz bir kelebek
Ezgileriyle başımın üstünde
Yüreğime damla damla hasretler
Bırakmak istercesine sevgiler…
Bir telaş bir kanat çırpış
Ümitsiz beklemeler
İçine düşüş hayallerin
Resimsiz tuval tadında
Gündüz ve gece
Ruhsuz … renksiz
kara,sinmiş gözlere
ruhum
“yaz,, dese de hüznüne
beden katlanır, gönül biçare
suskun kalem tutmuş parmaklar…
Dilin,rengin,duygunun ve herşeyin uyumunu hissettim.
uykularımın üzerine örttüm...kıyamadan.