Değirmeni bildin miydi
Dolunaya yakın
Akardiyon fısıldarken rüzgar
Gelir gider gemilerin durgun limanlarında sürüyor med cezir
Gel gitlerle toprağın dağın ve suyun yüzünde sürüklenen bir rüzgar gibi
Dallar ucundan ve yaprağını alıp götüren ırmağın çağlayan çığlıklarını sararak ıslığı nöbete yazıp
Dağın sırtında
Tepelerin ardında
Ağaçların güz gölgesinde
Sakinliğini aranan suskun bir bekleyişle giden gelen yollara saplanmış hançer yarası gibi sızısı derinden
Buluşmaları kumsallara yazıp
Ayrılıkları dalga dalga silip süpüren
Ay tutulunca
Ne büyülü bir yerdir değirmen
Rızkın topraktan harmana harmandan eve gelinceye kadar kutlu uğrak kapısı ve kutsal eşiğini
Tılsımlı sesiyle
Seklenlerin sırada beklediği üstü başı beyaza bulanmış
Dönen taşlar arasında öğütülen unun incesini
Zavarını
Ziyan olmuşunu
Kepekli kepeksizini veya Hiç olmamışını
Döven dişleri körelince onca yükünü indirip bindirmesi hayli meşaggatli yorgunlukların harcı olan
Parmaklarının ucunda yoklayarak zahmete değer ırgatlığın ekmeğe giden yolunun
Değirmenci değilsen bilemezsin
Ve ay tutulunca karanlığı büyüleyen kızıl rengiyle
Yıldızlar arasında matemli yas tutar gibi gömüldüğü yerden çıkmayarak saatlerce ay tutulunca
Aklını tazele
Umudunu yenile
Hayalini düşünü yu yıka arındır
Ve kendini güncelle derler, gün dönümüdür tesellisinde huzur bulmanın
Olmasaydı dünya daha hızlı döner
Yalpalar savrulur eksen kaybı yaşardı hayat memat meselesi
Değirmenci değilsen bilemezsin
Aşığı değilsen ayın günün ışığın ve huzurun
Morda leylakı bilemezsin
Ahestede hüzün yahut ayrılığı
Sevgiliyi bilemezsin
Eylülü bilemezsin
Zamanın kaç olduğunu
Değirmenini bilemezsin dünyanın
Ne ustayı
Ne de çırağı
Eylül/25
Kayıt Tarihi : 13.9.2025 15:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!