Dokuz yüz altmış dokuz,  yirmisinde temmuzun; 
Ekrana kilitlendi insanlık uzun uzun! 
İnsanlı araçlarla aya ilk kez varıldı; 
Amerikan  gençleri, birbirine sarıldı! 
“İnsan için minnacık, âlem için devasa; 
Bir adım atıyoruz, yaşa Varol ey Nasa! ”
Diyecekti Nil  Amstrong; ; duydu bir öküz sesi; 
Etrafına bakındı; ”Bu öküz neyin nesi? ”
Uzaklarda çift süren, yahut tarla çeviren; 
Bazen de güreş tutup, birbirini deviren; 
Uzun hava söyleyen,  kirmenle yün eğiren; 
Üstelik internete, kıl çadırlarda giren; 
İnsanları görünce hayretinden bayıldı; 
Nil Coni’si, üç saat sonra ancak ayıldı! 
İnsanlar  bu Coni’nin,  toplandılar başına; 
Hem tebessüm ettiler meraklı bakışına; 
Nil onlara sorunca, “nerdensiniz, kimsiniz? ”
Dünya dar gelmiş belli, Ay’a da hakimsiniz! ”
Dediler, “Boyninceli Oymağıdır soyumuz; 
Bura bizim yaylamız, göçebelik huyumuz”
“Biz yörüğün hasıyız, hoş geldin yaylamıza,
Misafir gönderdi ya, şükrolsun Mevla’mıza! ”
Yayık ayranı içip, yiyince sıkma, börek; 
Nil Amsrong imân etti, şehadet getirerek!
Kayıt Tarihi : 20.4.2010 14:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!