saydım geçenleri ikiyüzelli
izleri karışmış açılmıyor ki
duydum geçenleri gülüyor deli
yüzleri kırışmış açılmıyor ki
dambaşa dineldim çıktım seyrana
gelenler gidenler çarptı ceyrana
..
Hala silinmedi atanın Avrupa’daki atının nal izleri
Nasıl düşürdüler gafiller Avrupa kapılarına bizleri
İhaneti desem,gaflet desem milleti idare edenleri
Kendinize gelin tarih affetmez asla ihanet etmişleri
Atanın adaleti zalimleri korkudan inim inim inletirdi
Gördüğün Filistin’de Irak’ta zulüm yok adalet vardı
..
Bulmuş keyfi ve neşeyi
Almış yanına Ayşe yi
Diyorlar dönmüş köşeyi
Bizim züğürt Süleyman
Eğlenmiş keyfine bakmış
Avrupa sıgara yakmış
..
Neler girdi yurdumuza neler daha girecek
Neler gördü gözlerimiz neler daha görecek
Her kafada ayrı fikir her gözde ayrı ayar
Birisi doğrudur derse diğeri yanlış sayar
Kimisi testiyi kırdı kimi kadayıf yedi
Kimi gitti kimi geldi aldığım enkaz dedi
Gidenin yüzü karadır lakin gelen arattır
..
Dünya harikası ey güzel şehir
Bütün şehirlerin gözdesi sensin
Fethinle başladı yeni bir devir
Kudretin, servetin merkezi sensin
Yüce Mevlam seni nede bezemiş
Tabiatta eşsiz bir cennetsin sen
..
Uzanmış toprağa, vücudu, çehresi ak;
Tatlı bir gülümseme var yüzünde;
Dünyalara bedel, dünyalara müstahak;
Görmez bir daha, böyle ölüm, bu toprak
Kalk ey şehit, Ulus’un batmakta;
Boşa can ermedin hak yolunda,
..
Yeni bir yıla az kaldı. Giden koca bir yılın ardından, şöyle bir tebessüm edelim. Düşünelim içimizden biraz. Neler istedik, neler yaşadık? Ya da koskoca bir yıl içinden, ne hayaller kurduk? Ne sevinçler, üzüntüler yaşadık? Hepsi bir yana, sevdiklerimizle neler gerçekleştirdik? Koca bir yıl bize ne kazandırdı? Ne kaybettirdi? Hiç düşündük mü?
Ha gayret! Bitiyor. Az kaldı bir yıl daha yaşlanmaya.
Ha gayret! Bir yıl daha ömrümüzden, ömür vermeye.
Yollar da ne yollar; Çoğu yer yamalı bohçaya dönmüş halde karşımızda.
Bazen çukurlara girmemek için zik zak çizerek gitmeye çalışıyoruz. Ama nafile, sonun da çukurlardan birine girip, çıkmadan geçilmiyor yollardan. Sanki AB yollarından geçiyoruz. Zaten AB avutuluyoruz. Olmayacak işlerle kafamızı dolduruyoruz. Avrupa sevdasında olanlarla geçmişiz kendimizden, uyuşturuluyor beyinlerimiz bir bir. Bizim yollardan daha kötü yollar ve tuzaklarla dolu giderken; tren kazası olmuşuz, gider sanırken.
..
Kalplere neşe dağıtır çınarlar
Güneş geçirmeyen yapraklarıyla
Huzurludur gelip geçen adımlar
İstanbul'un kaldırım taşlarında
Koku sunuyor pembe karanfiller
Doyum olmuyor güller sohbetine
..
Vatan sevgisi sözü tesbih oldu dilime,
Her şehit haberi yüreğimde kor benim.
Bakmayın millet olarak bu günkü halime,
Milletin geçmişini tarihten sor benim.
Millet olarak her yönden güzel ve şıktım
Millet olarak entrikalardan usanıp bıktım
..
Hey sevgili yarim
İçindeki çocuğunu yaşatmasını bilen
Yoldaşım
Evrensel dünyam
..
Farklı dil, din ve ırkta insanı ağırladın,
Saltanatlar devirdin sen yine yıkılmadın,
Tarihte ihtişamın, akıllarda sen kaldın,
Fatih’in sevgilisi nazlı şehir İstanbul.
Asya ile Avrupa iki küskün kardeşti,
El verdin, köprü oldun medeniyet birleşti,
..
Şiir severlerin hoşgörüsüne sığınarak bugün kendimi düzyazı ile ifade etmek istiyorum. Canım yanmış, kalbim kırık ve gerçekten çok üzgünüm. 'Düş Dünyası'ndaki bulutlardan yeryüzüne inme vaktidir bugün....
Türkiye'me bakıyorum bir tepeden. Ve gördüğüm manzara beni sadece mutsuz kılıyor. Bir yerde hata yapmak doğal ve insancadır aslında. Ancak hatalar üstüste gelirse, 'neler oluyor? ' diye de sorarlar adama. Popülasyonun %75'inin beklentiler içinde hayata sarılmış; 30 yaş sınırı altındaki gençlerden oluştuğu bir ülkede neden sürekli hayal kırıklığı ve umutsuzluk veriliyor bu insanlara?
Sağlık ve eğitim hizmetlerinde nitelik ve niceliksel açıdan sınıfta kaldığımız apaçık gözleniyor. AB'ye uyum yasaları çerçevesinde, hukuk sisteminde zaten doğru dürüst oturmamış olan taşları tümden yerinden oynatmışız. Ekonomik çalkantı ve krizlerden; iç-dış borç sarmalından; yeterince üretememek, ürettiğini tüketememekden; dengeleri giderek daha da hızla bozan adaletsiz gelir dağılımından; hantal bürokrasi tarafından yaratılan hizmet sorunlarından; hamaset söylemleri ile ülke yönetmeyi hayal eden anlayışlardan ve sonuçta namerde muhtaç olmaktan başını alamıyor Türkiye'm....
Olumsuzluklar üstüste geliyor. Yıllardır milli davamız diyerek bağrımıza bastığımız ama yanlış politikalar sonucunda ne ona ne de kendimize pek yarar sağlayamadığımız Kıbrıs, ne yazık ki diplomatik beceriksizlikler yüzünden elimizden kayıp gidiyor. Avrupa Birliği kapıları yüzümüze kapanıyor. Dış siyaset deneyimsizlikleri sayesinde Kuzey Irak'da edinilmiş hak ve pozisyonlarımızı yitiriyor ve hepsinden önemlisi, yepyeni bir dünya kurulurken 'masa'dan dışlanmakla kalmayıp düpedüz aşağılanıyoruz da. Bir milyar dolar için boynumuza yular takmaya çalışıyorlar artık! Öyle bir noktaya geliyoruz ki, oldukça geniş bir coğrafyada yedi düvele dağılmış ve her türlü zorluğa rağmen Türklük'le bağlantısını yüzyıllardır canlı tutma gayreti içinde olan; birkaç milyarı bulan sayılarıyla Türkçe konuşan Türk veya kendisini Türk addeden nüfusun da umutları bizimle birlikte dağılıp yok oluyor. Peki sonuç nedir? Yalnızca bedeller, bedeller ve yine bedeller....Kısaca kötü yönetiliyor, hemen her alanda verimsiz çalışıyor ve nihayetinde kocaman faturalar ödüyoruz. Oyun dışında kalıp sürekli cezalandırılmanın bedellerini ödüyoruz. O da yetmiyor, şu sıralar geçim kavgasına düşmüş olan gençlerin çocuklarına ve torunlarına geliyor sıra.
..
Şeriat gelmez diyenlere, şeriat kanunu uygulamaya başladılar.
Yozgat’ın Sorgun ilçesinde tekbir getirerek Allah sesleriyle bildiğimiz kurt işaretleriyle kanun sağlamak, devletin kanunu hiçe sayıp kendi kanunlarıyla şeriat uygulamaya kalkan aklı dengesi bozuk insanların neler yaptıklarını görüyoruz.
Bana Sivas, Maraş, Çorum olaylarını hatırlattı.
Kontrol altına alınamadı. Valisi, belediye başkanı başını yastığa koydu, horuldamaya başladı.
Polisi vardır şikayet edeceğin, makamlar vardır uygunsuz bir durum varsa.
Ve o gençler o fuhuş olaylarında kadınlarla beraber olmuyor mu? Yeni mi oluyor?
..
Bir zamanlar huzurda el pençe otururdu
Peşmergeydi efendim sayenizde bey oldu
Bıraksaydınız ininde, korktuğunuz bumuydu
Serdiğiniz halıda yürüyerek bey oldu
İmandandır sevgisi vatan olan toprağın
Kim sırtını sıvazlar o nesepsiz alçağın
..
Asırlar boyunca
Eğri oturup
Doğru konuşmaya
Çalıştığımız için
Bu hallere geldik
Bir de
Doğru oturup
..
Hainler pusu kuruyor
Askeri Polisi vuruyor
Bu millet hala susuyor
Yanıyor ülkemiz Atam
Avrupa hükmeder oldu
Ne kanun ne yasa kaldı
..
KÂFİRLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM
‘Dünya Müslümana Zindan, Kâfire Cennet’tir ‘buyuruyor o mübarek Peygamber. Evet, dünya Müslümana zindan. Çünkü dünya bir imtihan yeri.
Seyyid Abdülkadir GEYLANİ ile ilgili böyle bir menkıbe var. O mübarek zat bir gün Bağdat’ta müritleri etrafında at üzerinde şaşaalı bir şekilde gidiyorken bir Gayr-ı Müslim onu durdurur ve imalı bir şekilde bu Hadis-i Şerif’i hatırlatır, kendi fakir pejmürde ve perişan haliyle onun mutantan vaziyetinin karşılaştırılmasını ister o da Gayr-i Müslime cübbesinin kolundan içeri bakmasını söyler. Muhatabı bakar ve korkuyla çekilir. Orada kendisini cehennemde yanarken görmüştür. Ve sorar ulu insan: ’Söyle şimdi şu andaki yerin oraya nispetle cennet değil mi? ’Evet’ der adam. Sonra cübbesinin sağ kolu içerisine bakmasını söyler. Oradan bakınca Geylani hazretlerinin cennette köşkler içimde huriler arasında dolaştığını görür. Aynı soruyu tekrar eder o ulu zat: Söyle şimdi bu dünyadaki halim oraya nispetle cehennem değil mi? ‘Evet’ der o Gayr-i Müslim ve kelime-i şehadet getirerek Müslüman olur.
Bu örneği niye verdik? Dünle bu günü karşılaştırarak nefis muhasebesi yapmak için. Evet dünya kafirlerin cenneti. ABD, Avrupa, Rusya ve Çin en müreffeh hayatı yaşıyor. Yaşam standartları yüksek.
Geçim kaynakları bol. Müreffeh bir hayat yaşıyorlar. Şehirleri mamur. Şairin dediği gibi dolaştım Frengistan’ı beldeler kâşaneler gördüm. ‘Dolaştım Mülk-i İslam’ı büsbütün viraneler gördüm’. Peki şimdi bu iki enstantaneyi nasıl karşılaştıracak, ne gibi bir sonuca varacağız.
Bu gün Müslümanlar o günkü gayr-i Müslimlerin o günkü vaziyetine düşmüş perişan haldedir ve birbirleriyle savaşmaktadır. Kâfirler ise kendi aralarındaki sorunları halletmiş, yüzyıl ve yirmi yıl savaşlarından sonra oryantalizmin yön göstermesiyle İslam âlemini bölme parçalama bir birleriyle savaştırma planlarını yapmış ve iliğine kadar sömürmüş ve sömürmeye devam etmektedir.
..
BATI İRAN VE İSLAM DÜNYASI
Bu üçlüye dikkat etmeli bütün dünya. Bütün dünyanın gözü önünde oynanan bu tiyatroya dikkat etmeli? Bu oyunu sezmek, tam tahlil yapabilmek için bazı önemli noktalara dikkat çekmek lazım. Öncelikle İran’ı tanımak, onun İslam dünyasındaki tarihi rolüne dikkat çekmek gerek.
Büyük Pers İmparatorluğu’nun devamı olan İran Devleti Büyük Selçuklu Devleti dönemini istisna sayarsak hep aynı ruhla yaşamıştır. Bu ruh ve fikir hep aynı minval üzere devam etmiş ve bu güne dek gelmiştir.
Öncelikle İran’ın büyük Pers İmparatorluğunun, Kur’an-ı Kerim’de bir sure olan Bizans’la çağın süper güçleri olarak dünyanın terk hakimi olmak için yaptıkları savaşları konu eden Rum Suresini hatırlayalım. Aslen Mecusi: Ateşperest olan İran’a karşı kitabi din sahibi Hristiyan Rumların galip geleceğini müjdeleyen ayet bize o günlerin siyasi hareketlerini pek güzel anlatmakta.
Hristiyanlıkla birlikte bütün kitabi dinlere ve bilhassa İslam’a karşı büyük direnç gösteren bu ateşperest dünya İslamlığı kabul etmeden önce de sonra da pers imparatorluğunun hegamonik zihniyetini terk etmemiştir.
İşte bu günkü İran’ı anlamak için onun tarihine iyi bakmak ve onu bu zaviyeden tahlil etmek gerekir. Yunanistan’ın Megola ideası gibi, İsrail’in Büyük İsrail Devleti, ABD’nin Dünya jandarmalığı planları gibi İran’ın da büyük Pers İmparatorluğu hayalleri onun genel siyaset anlayışında belirleyici olmaktadır.
..
Okullar kapanıyor. Sınıfını geçen öğrenciler için uzun bir tatil başlarken, ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavına girecek öğrenciler için maraton devam ediyor.
Her gün bin bir zorlukla okula gelen öğrencilerimizin tabi'i ki sınıfta kalması hiç hoş değildir. Ama sonuçta çalışmanın bir mükâfatı çalışmamanın da bir cezası vardır.
Hiçbir öğretmen öğrencisinin sınıfta kalmasını istemez ama öğrenci öğrencilik hallerini unutmuş yapması gerekenleri yapmıyorsa bu durumda öğretmene söyleyebileceği hiçbir sözü kalmamaktadır.
Okuyan toplumların hem gelişmişlik düzeyi artar hem de toplumsal yaşayış daha olumlu bir seyir izler. Millet olarak hepimizin hedefi okuma –yazma oranının en üst düzeye çıkmasıdır. Ama öğrencilerimiz mutlaka kendilerine bir yön çizmeli ve ona göre kendilerini şekillendirmelidirler. Amaçsız olan insanların başarılı olması mümkün değildir. Amaçsız insanlar devamlı kendi etraflarında döner dururlar. Buda onların geleceklerinin kararmasına ve ellerine geçen fırsatları değerlendirememelerine neden olur.
Aslında velilerimizin önemle üzerinde durması gereken bir konu vardır. Bu da öğrenci yönlendirmelerinde daha bilinçli davranmalarıdır. Mutlaka öğrencileri adam yerine koyarak onların gelecek hakkındaki görüşlerine, rehber öğretmenlerinin görüşlerine ve kendi gözlemlerine başvurarak öğrencileri yönlendirmelidirler.”Ben yaptım oldu “düşüncesinden mutlaka uzaklaşmamız gerekmektedir. Çünkü çok önem verdiğimiz çocuklarımızın geleceklerini düşünmek zorundayız.
Sevgili velilerimiz; çocuklarınızın sizlere itiraz etme durumları yoktur. Ama onların gelecekte sizleri suçlayacak şekilde bir duruma düşmemeleri için mutlaka onların seslerine kulak vererek onları olumlu ve istekleri doğrultusunda yönlendirmeniz en uygunu olur kanaatindeyim.
Ülkemizin kalkınmasında Meslek liselerinin rolü büyüktür. Çünkü bizler” çağdaş medeniyetler seviyesine” çıkmak istiyorsak Teknik donanımlı ve teknolojiyle barışık, üretici bireyler yetiştirmek zorundayız. Bunu söylerken gelişmiş ülkelerin durumuna bakarak bir yoruma varıyoruz. Ülkemizde liselerde okuyan öğrenci sayısı %65 Meslek liselerinde okuyan öğrenci sayısı ise %35 tir.Bu Avrupa ülkelerinde tam tersidir.Avrupa'da okuyan öğrencilerin %35 'i düz lise öğrencisi iken,%65 'i Meslek lisesi öğrencileri oluşturmaktadır.Bunun Avrupa'ya yansıması sanayide, Teknolojide ve kalkınmışlıkta ileri bir seviyeye ulaşma olarak kendini gösterir.Bizde ise tam tersi bir durum kendini göstermektedir.
..
Güzel istanbul
Yedi tepeden bakarım sana
Boğazına,Köprüne,Camilerine
Tarihin gözlerimde seyreder
Anadolu ve Avrupa yakası
İstanbul sultanı Fatihi
..