Bir kadın düşüyorum ben
Antartika olmalı biraz sevgisi bana sıcak dışarıya buz
Birazcık da Amerika! Orospusu olmadan modernlik işte
Az da biraz Asya, büyük olsun ama sevgisi
Çok az afrika sevgime aç olsun çok değil sonra gider
Büyük okyanustanda almalı payını, saf olsun gönlü
Avrupa olsun istemiyorum kadınımın, herkes gözü önünde olmasın
..
Egitimci vak, vaklar
Porosefer denen akmaklar
Yönlendırir gençligi
Ayaklar ve bacaklar
Televızyon ve gazteler
Futbol gırgırıyla dolu
..
yaşadığımız bu yerkürede hiçbirşey mutlak ve kesin değildi
Dinler-Öğretiler de dahil buna
İnsan;
durum ve koşullarda hırsına yenik düşebilir
Daha dün amerikaya büyük şeytan,
Avrupa birliğine! batı hristiyan kulübü diyenlerin şimdi ki hallerine acıyın
..
Konu: 2008-2009 Dünya ekonomik krizi ve etkileri
Âşık Yusuf SAYATOĞLU
Âşık Korkmaz İKAN
Sayatoğlu: Bu ekonomik kriz bizi çökertti
Sizin oralarda durum nasıldır?
..
Asrın başı Osmanlıdan öç aldı,
Ehli salip birbirinden güç aldı,
Zaman geldi Türküm demek suç oldu,
Ulaşmıyor dosta neden çağrım oy,
Yana yana çöle döndü bağrım oy.
..
Bir meçhul yöndeyiz, bir garip yoldayız
Her adımda bin asır yaşlanıyoruz
Ne şeytanız ne meyve yüklü daldayız
Ya neden durup durup taşlanıyoruz
Dil korkudan yutulmuş, göz fıldır fıldır
Çıldırmak çözüm ise, buyur var çıldır
..
Yazdığım kısa ve öz yazıya aldığım cevaplar maalesef çok üzücü… Özellikle de şairlik iddiasında bulunan insanlardan bunu beklemezdim… Nedenlerini kısaca açıklamak istiyorum.
Bir siyasi parti nedir? Yazıyı uzatmamak için dünya ile ilgili sorumluluklarını geçip yalnız ülke ile ilgili sorumluluklarından söz edelim.
Bir siyasi parti her ne kadar seçimlerde belli bir kesimin oyunu alsa da, meclise girince bütün bir halkın temsilcisi durumundadır. Ayırım yapmadan her kesimden insanın dertlerine kulak vermek sorumlulukları arsındadır. İster iktidar olsun, ister muhalefet olsun bu böyledir. Bunu unutmamak gerekir.
Ana muhalefet partisi iktidarı denetleme görevini üslenmiş bir partidir. İktidardan sonra en büyük sorumluluk da ana muhalefet partisindedir.
Bütün bu görevler, yasama yürütme ve yargı organları ile kontrol altına alınır. Meclisin görevi bunları organize etmektir.
Denilecek ki: Çoğunluk iktidar partisinin elinde, mecliste istediğini yapabiliyor. Doğrudur. Peki öyle olunca muhalefet partisi eli ayağı bağlı seyrecek mi?
Avrupa ülkelerinde görüyoruz. %1’lik zam gelince muhalefet sokaklara dökülüyor. Eğer örnek aldıkları (öyle demek zorundayım çünkü sadece kendilerinin kurtuluş savaşının savunucusu olduğunu sanıyorlar) Mustafa Kemal, dağlarda çeteleri örgütlemeseydi bu ülkeyi kurtarabilir miydi? Demek ki lafte Kemalistler… Bu gün sokağa çıkmaktan korkan bir CHP var. Kendi özgürlüğü için mücadele edenleri doğrudan hedef alan bir CHP var. Kedini sadece Laiklik ilkesiyle sınırlamış bir CHP var.
..
Osmanlı'nın torunu donla çıkmaz meydana,
Asaletsize niye? Benzeseydin atana!
Namusu ve şerefi vazgeçilmezi Türk'ün,
Avrupa özentisi nerde senin onurun?
Ana, bacı tanımaz, ne teyze, nede hala,
..
Cumhuriyet:
Aristo, cumhuriyeti; "Umumun menfaatini gözeten halk idaresi" diye tarif eder. Montesquieu ise, cumhuriyet rejiminde üç ana kuvvet (yasama, yürütme, yargı) bulunduğunu; bunların birbirine karşı bağımsız ve denetleme esasına göre işleyen, başında seçimle gelmiş yöneticilerin olduğu siyasi rejim olarak ifade etmiştir. 1789 yılında Fransa’da vuku bulan ihtilalle Avrupa’daki zalim krallık rejimlerine tepki olarak doğmuş bulunan cumhuriyet rejimi, zamanla cumhuriyete tamamen zıt rejimler tarafından, gerçek yüzleri örtmek için kullanılmıştır.
Cumhuriyetçilik fikri avrupa aydınlanmasıyla ortaya çıkmış ve giderek tüm toplumlar, tanrıların yer yüzündeki temsilcileri olduklarını inandırdıkları toplulukları yöneten egemen sistem kabuk değiştirerek, TANRILARIN yeni temsilcileri olarak ortaya çıkmıştır.
Öyleki; ilkel zamalarda kendi yaptıkları putlara taban YIĞINLAR bu kez, daha ilkel ve daha SAHTEKAR yöneticilerin gökyüzündeki tanrının YERYÜZÜNDEKİ temsilcileri olduklarına toplumu inandırmışlardır.
Ve tanrının yer yüzündeki temsilcileri; Halka rağmen, halk adına karar verer olmuş, bu mekanizma giderek MAKİNALAŞMIŞ. Ve temeline' ADALET DEVLETİN TEMELİDİR! diye kesin kırmızı çizgiler koyarak HAREMİLER saltanatı arkasına gizlenmiştir.
Bu HARAMİLER SALTANATININ özde adı DEVLETTİR.Özünde ve temeline İNSAN yoktur. İnsan sadece DEVLET için vardır. Cumhuriyet ve tüm diğer kavramlar İNSANIN bilinçini tutsak altına almak için kullanılmış KANDIRMACALARDIR.
Yaşadığımız bu coğrafya da durumun tarihçesi ne kısaca değinecek olursak eğer; Avrupa da yaşanan aydınlanma nın etkisinden ziyade, da ha çok oluşan güçlü ULUSLARIN etrafında irili ufaklı İŞ DE BEN DE VARIM demeye getiren EKONOMİK OLARAK küçük milliyetlerin ULUS olarak var olmayı diğer güçlü ULUSLARIN sömürgesi olmaktan geçtiğinin farkında ve buna DÜNDEN RAZI ve KABUL ederek yapılanmışlardır.
..
Erenler diyarı, Avrupa Şehri
Tarihe yazılan isimdir Bursa.
Soldurmaz yeşili, deresi, nehri
Kudretten çizilen resimdir Bursa.
Serin serin esen kara yel ile
Misafir ağırlar iyi hal ile
..
Avrupa nın yakasında bit,kapısında dilenci,
Böyle olsun istedi yıllardır nice idareci.
Batılaşmak,
Muhasır medeniyete ulaşmak,
Yaşasın çağdaş uygarlık,
Ah...milli ruha nice darbeler,nice gaddarlık?
Hayır beyler,sakın bu sözlere kanmayın,
..
Avrupa Birliğ'ne üyelik için,
El bağlayıp divan durduk kırk yıldır.
Sanki değişecek yurttaki geçim,
El bağlayıp divan durduk kırk yıldır.
Bir çıkmaz içinde yiğit merdimiz,
Dünyayı sallardı bizim ferdimiz.
..
Gençleri teslim ettik Nataşa’ya, Sonya’ya
Ülkeyi çevirdiler Haiti’ye, Kenya’ya
Savaşta yenilmedik, kafa tuttuk dünyaya
Barışta soyuyorlar, susalım mı arkadaş?
Bin yıllık birikimi heba ettik, savurduk
Şoförler ehliyetsiz, arabayı devirdik
..
İhya etsin Rab'bim onu en güzel Cennet ile
Koca Aşık anıyoruz şükran ve minnet ile
Ellerimiz dolu dolu kalan ganimet ile
Var mı idi yarelerin hepsi bitti sar bu gün
Kimileri Dertli dermiş kimileri Reyhani
Avrupa Amerika'da bile yürürdü şanı
..
Avrupa'da soykırım Anıt'ları açılıyor.
Türk düşmanlığı beyinlere saçılıyor.
Acı duymadan ağlıyan Ermeniler,
Amerika'da baş köşelere geçiriliyor.
Kötü tohumların ekicisi Papazlar,
Değişti Dünya,degişmedi yobazlar.
..
Şair Reklam Yazarı Hasan Sancak ın Siirt te İki Şehit Şiiri
SİİRT TE İKİ ŞEHİT-PKK NIN PİÇLERİ
YETMEDİ Mİ KAHPELER-YAKARSINIZ İÇLERİ
On Sekiz Ağustos’ ta- Siirt Eruh kazası
Karakolum basıldı-koptu el ve azası
..
TERÖR
İçimizde ki terör belası…
Tam otuz yıldır, otuz binin üzerinde can. Hele evveliyatını da hiç sormayın. Her kim olursa olsun, can; candır ve Allahın emanetidir. Allahın verdiği bir canı almaya sebep olmak, çocukları yetim eşleri eşinden ayırmak… Daha besmele demeden yaşanan aile dramları ki, her biri bir yürek yangınıdır.
Ya yaralanıp sakat kalanların dramları… Onların kiler meğer ölenlere benzer. Yıllarca süren tedaviler, kaybedilen uzuvlar, yıllarca yarım yamalak yaşamalar. Hem kendi hem sevenleri…
Ya bu devletin harcadığı; savunma sanayine, sağlık giderlerine, personeline… Nasıl dirilsin bu ülke? Bu giderleri bir de teknolojiye ve eğitime aktarıldığını düşünün her halde Avrupa ülkelerinden aşağı kalır yanımız olmazdı.
Bazen düşünürümde; neden bir Hıristiyan devletinde yok. Ya da daha yakınımızdaki Avrupa ülkelerinde… Nerde bir terör görsem muhakkak İslam ülkelerinde…
..
Sevemedim seni hiç zalimdin biliyorsun
Acılar verdin bana ve şimdi gidiyorsun
Hoş gel iki bin yedi kalbe nur saçıyorsun
Ne olur zalim olma gülsün yüzüm bu sene
Vatanıma dokunma ikiyüzlü avrupa
..
Mehtaplı gecelerde yıldızlar vedâ ederken karanlığa, Yedi Tepelerin ardından güneş usulca doğmaya başlar. Öyle bir parlar ki; İstanbul kalbinin temizliği sarıya yansır. Âdeta (seni, sana bahşediyorum) der gibi’dir.
Mavi ve beyaz farkı bütünleşir. İstanbul geceleri ayrı bir konsepttir. Hangi kelimeleri seçsem de hangi cümleleri kursam incinirsin İstanbul, korkarım yalnış kelime söylemekten...
İstanbul’u size nasıl anlatsam, bilmiyorum ki! Türlü türlü duygular yaşıyorum İstanbul denince, yüreğim kıpır kıpır oluyor, çiğerlerim nefessiz kalıyor doyamıyorum İstanbul’a.
Kimi zaman İstanbul; bir macera semti oluyor, kimi zaman sessizlik elçisi, kimi zaman gül olup acıyor misss kokuyor, kimi zaman Lâle; kimi zaman sert görünüşlüdür sevmiyor karkaşayı ama İstanbul hep aynı İstanbul değerini bilene....
Bir başka güzel okunur İstanbul câmiilerinden ezânlar. Yankılanır Boğaziçi îlâh-î âşka gelir tüm varlıklar (ağaçlar, kuşlar ve niceleri...) Sultân Fâtih’in fethettiği muhteşem şehr-î İstanbul’un koynunda; evlîyâlar, erenler yatar. Şehâdete ermiş binlerce Mehmed bekliyor seni…”
Bir yanda Avrupa, bir yanda Asya kültür hazinesi saklıyor asırlardır bağrında. Birçok imparatorluğa başkentlik yapmış Dünya’nın en eski şehr-i Osmanlının gözbebeği bizlere emaneti medeniyetin ve adaletin beşiği stratejik şehir islâmbol! ..bir yüzün Avrupa’ya bir yüzün orta Asya, bir yüz Ortadoğuya bakar sevgin gönüllerden hiç tükenmez artar...
..
Ultra GALATASARAYIM
Helal olsun sana yürü be ASLANIM
Sarı Kırmızı akan her zerre kanım
Feda olsun sana bu yürek bu CANIM
Mutluluk ile Hüzne düşen göz yaşım
Her zaman vardır sana bu canda
..