'bana boncuktan kuş yap' diyorsun
bazı geceler bir peri gibi
duvardan ranzama süzülüyorsun
gözlerinden merhamet akıyor
dudaklarından hüzün
saçlarınla hiç duymadığım
isa’dan önce mısır’da mehperestler vardı
gündüz sokağa çıkmazlardı,
ve hattâ gökyüzünün kapalı olduğu gecelerde.
neticede ayın olmadığı zamanlarda
sokağa çıkmazlardı.
ay’a taparlardı.
bir iyi haber verdi bana hayat bir de kötü
kötüyü sordum iyi haber yok dedi
iyiyi soramadım
iyiyi sordum kötü haber yok dedi
bu hayatı ben anlayamadım
dalga mı geçiyor, kafa mı buluyor
sana bakmak
çıkmaz sokak
bir infazın bile bile
seyrine dalmak,
nazım'ın seyrinin defterine
necip'den bir çile
sana ben
uyandığım her sabah
seni ben
gördüğüm her zaman
âşık olurum
sen de uyandığın bir sabah
sen daha çok severdin, bilirdim
seversin diye sevmek isterdim
soğuktu, ekşir yüzüm yine gülerdim
şimdi ağlayalım kana kana
parmaklarımdan damlardı
ölüm bir acayip kelime
elleri bir kez değmemişken elime
soğuk bir silah kilitlendi belime
ölüm kan sıçrattı gülüme
ölüm şekersiz bir sakız
hayatım bir istanbul şiiri gibi
denizi siyah buğulu
gecesi alkol koması
güneşim sensiz doğalı
hayatım bir istanbul şiiri
şiir değil mahkemeye itiraz
mahkemelerin mahkemesine
sevene câni denirken
neden yok bir itiraz
epsteyn adasındaki çocuklar
kısmetdir umarım beraber bir hatıra edinmemiz istanbul'dan..
birer çay içmemiz şöyle denize karşı sarayburnu'nda
beyazıt sahaflarından eski şiir kitapları alıp okumamız
umarım kısmettir
sizin elmas bir avizenin dağıttığı hüzmeler gibi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!