bir iyi haber verdi bana hayat bir de kötü
kötüyü sordum iyi haber yok dedi
iyiyi soramadım
iyiyi sordum kötü haber yok dedi
bu hayatı ben anlayamadım
dalga mı geçiyor, kafa mı buluyor
sen daha çok severdin, bilirdim
seversin diye sevmek isterdim
soğuktu, ekşir yüzüm yine gülerdim
şimdi ağlayalım kana kana
parmaklarımdan damlardı
ölüm bir acayip kelime
elleri bir kez değmemişken elime
soğuk bir silah kilitlendi belime
ölüm kan sıçrattı gülüme
ölüm şekersiz bir sakız
kısmetdir umarım beraber bir hatıra edinmemiz istanbul'dan..
birer çay içmemiz şöyle denize karşı sarayburnu'nda
beyazıt sahaflarından eski şiir kitapları alıp okumamız
umarım kısmettir
sizin elmas bir avizenin dağıttığı hüzmeler gibi
ister inan ister inanma
aşkın mucidi benim
ve düştüğüm bu zindanın asıl sebebi
içime sığmayan düşlerim
yüzümden anlaşılmaz
yine yazdım gözlerini dün gece
bulutların sakladığı ayın çehresine
parmak uçlarımdan kan damlıyordu
vurulmuştum ölüyordum gizlice
başım yıldızların etrafında dönüyordu
seni bilmeden sevdim dedim
kimi bildiysem içimde
uzaklaştı kendimden kendim
başkalarının peşinde
seni sevmişim seni bilmeden
beni nasıl bir kurşunla vurduysan
yaramdan şiir sızıyor
yağlı kurşun
yağmur yağlısı
gözlerim üç nokta
Demek öyle Süreyya
dudaklarına bir bedel biçtin sonunda
hani hiç bitmez demiştin ya
aşkımızdan vaz geçtin sonunda
demek bizim aşk dediğimiz
tabutumdaki delik midir şu yıldızlar
koğuşumdaki çelik mi
parlar ustura gibi
parlar
yıldızlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!