Sen,
Yüzyılların tanık olduğu coşkuyu
Dillendiren yudum yudum ezgilerce
Söylenmemişleri bir yana koyup
Söylenememiş aydınlıkları çizensin…
Sen,
Gözlerince uzak bir ufka inanıp bir ömür
Gözlerini yumduğun anları hayata sokup
Gözkapaklarını saran simsiyah kuşağı
Gözbebeklerinin şavkında boğansın…
Sen,
Tanımsız korkuları hapsedip inancına
Korbeyaz doğruları heybende unutup
İnancında eksiltip başaramama telaşını
Bir tutam aydınlığı dingin halka saçansın…
Sen,
Devrimi doğuran kararlı bakış
Esareti yıkan balyoz
Emperyalizmin yüzünde patlayan tokat
Son bir söz köleliğe dair…
Sen,
O’sun işte devirip giden köhne yangını
Unutulmuşluğun çığlığıyla uyanan sabah
Bir çıtırtının öznesi sessizlikte
Son hecesi, yükselen bir haykırışın.
Yaraya basılan sinsi tuz değil
Mutluluk türküleri, aydınlık sevdaların.
Başkaldırışın özgür yüzüsün sen,
Ablukadan arda kalmış
Dev bir şiir;
Bilmem hangi şairin kaleminden sökülmüş
Kimbilir hangi sanatçının can verdiği
Notasız bir senfoni,
Berrak bir derenin coşkusuna takılmış
Devasa bir yangın resmisin,
Suyun ritminde şırıl şırıl raks
Omuz omuza halkıyla, dizi dizi halay
Gözgöze romantik bir vals
Memede çocuk susamış özgürlüğe…
Dedim ya
Gökyüzü zamansız yarılır kimi gün
El değmemiş korkuları yırtar zaman
Parçaları birleştiren mavi bakışlı adam
Ufka dalar ıssız aydınlıkta
Ve karanlığa bir damla düşer sessiz
Yalnız bir damla
Ki yetim kalmış bir sonbahar sabahı;
Ağlayışı sezinleyen yürek
Özleyiş çizgisini aşar
Sonsuzluğa kanat çırpar yorgun martı
İnanılası bir gelecek getirir fısıltın
Mutlu yarınlar müjdeler maviyi anlatışın
Bedeninin uzaklığınca yakın fikrin
Sen bulutların şarkısı
Bir bebeğin düşlediği enginliksin.
M Kemal Atatürk
(10 Kasım 1998 - Antalya)
Cem KaradenizKayıt Tarihi : 25.7.2005 19:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!