-Muzaffer Tayyip Uslu'ya ve Rüştü Onur’a-
Şairler öldüklerine inanır mı
Çok düşünüyorlar hayatlarını
Geçer diye söyledikleri geçmişten kalma bir iz mi
Çok mu sevmişler ki
Karanlıkta bir asırdır duran ayna kırıktır
O, gölgesiz doğan görüntünün adıdır
Aslının aksi olmadan, aynanın sureti kayıptır
Sureti gösteren ayna, aksi değil aslıdır.
23.07.2015
Yeşile küser ay ışığında doğa günbegün içinde
Defterim siyah dolar aklı gönül çelince
Kara vakitte ateş tenime değince
Bir tutam mevsimi yaşarım varınca secdeye
Gündüzler yazar kara kalemince
-Kitap Aşıklarına-
Hatırlanan yüzlere eşsiz ad koymandır akıl defteri
Yazarken şarkı okumaktır dilin ritmi
Okurken kalemin izini takip etmektir çizgi dili
Bitirmek istercesine heyecanlıdır okumak seni
Bir bilirim; birin var ve birliğini
İki bilirim; yerde beden gökte ruh
Üç bilirim; sağır, lâl ve âmâ
Dört bilirim; üçünün yanında kalp
Beş bilirim; Huda’dan emanet duyular
Altı bilirim; imanımın gereği şartlar
Silah, bomba onlar için taş, sopa atmak
Hüküm, adalet onlar için kardeşi, masumu yakmak
Sevmek nefislerine azap, kemikleri cehenneme yakıt
Kuru tenleri toprağa ağır bir zehir, kalpleri kara bir katran
Heyhat, zalimler!
Güruh toplandı güneşin doğuşuna
Baktılar hiçliğin eteklerindeki bir ruhun doğuşuna
Bir cenin geldi, fenaya hamile ananın rahminden âguşuna
Tanyeri ağardı, yetimin “Ümmetim” diyerek ağlayışına
Cihanın sırtında mühür belirir: İşaret-i azamet
Toz olup gidiyorum buradan
Uzlette kaldım artık
Bakamıyorum kimseye
Ne endişeyle, ne hüzünle
Soruyorum kendime:
Ben ne yaptım ki
Vatan için dökülen ter,
Vicdanın titrettiği kalbe der:
- Vatan uğruna canını feda eden,
“Vatanım da vatanım” diyen
Ey, cephenin korkusuz şehitleri,
Ay ışığı çıkınca, yeşil yeryüzü çıplak olur,
Güneş dünyadan uzak durur.
Zerreye kadar çöken karanlık zamanda
Kimi zina eder binada, kimi secde eder namazda...
Dünya nice kolaylıklarla taşır yükünü ayın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!