Gökşahlanan şafağıma hükmeden ferman
Kâvl-i sâdık olan merdâne, emn ü emân
Nazargâh-ı ümmetsin, maşûk-i sitârem
Dâsitânla demlenen bin yıllık dermân
Gökşahlanan şafağıma hükmeden ferman
Dar-ı ukbâ uğruna mübârek seferdesin
Ey mükerrem nişân! Mücehhez neferdesin
Muhibbânın yüreğinde kâşanesin, sen!
Arz-ı cemâlinle mir’ât, nişânesin, sen!
Malazgirt’ten Kosova’ya Firdevs-i âlâ
Mülk-i Osman’ın heybeti, zişânesin, sen!
Muhibbânın yüreğinde kâşanesin, sen!
Âlemin tahtında tüten ocağımızsın
Ey Pişdâr-ı Rasulüllâh! Sancağımızsın
Şühedânın menbâ’ısın, mesrûr cümlesi
Me’yûs olmaz gölgende ki, daim gür sesi
Mağrur olur gönderine çekildiğin yer
Misk û âmber kokan yelin hayat bûsesi
Şühedânın menbâ’ısın, mesrûr cümlesi
Âmâde emrine şimdi nice bin Kürşâd
Ey sevda-i mahbûb! Seyrinle olalım şâd
Ayak sesin, titretir yer, düşmanına zûl
Bir lâhzacık terk edersen, ey kalbim, üzül!
Gıpta eder renklerini okşayan güneş
Hızır olsun mihmândarın, dört mevsim süzül!
Ayak sesin titretir yer, düşmanına zûl
Yiğit soylu, nev-civân, imândır gâyesi
Ey kamet-i bâlâ! Sözün gerçek pâyesi
Âsumânın görkemidir renginde ki al
Kimliğini açık eyler parlayan Hilâl
Hudut çizilir mi sana? Şanın mukadder
Arzın dua mühletisin, yansın izmihlâl
Âsumânın görkemidir renginde ki al
Dergâhında eğriliğim örtecek düzsün
Ey Zülfikâr! Karanlığım boğan gündüzsün
Mahzun ve mazlum olanlar hayâlin izler
Cevr ü meşakkât yükündür, çekemez dizler
Otağımın mihrâbında mukâddes sûret
Can burcumuz, dalgalan ki bekler denizler!
Mahzun ve mazlum olanlar hayâlin izler
Güzîde-i erbâb-ı aşk ile olmalı insân
Ey gönlümüzün devleti! Lütf u ihsân
Selâm sana, sevdam sana, aşka durağım
Gönlümün her hecesine vuslat burağım
Beş vaktin bereketi, kutlu nidâmsın
Necip bir milletin andı, eşsiz uğrağım!
Selâm sana, sevdam sana, aşka durağım
Gönle vuran şâvkın mest eyler bizi
Ey Hâdim-ül Harameyn! Secdegâhım izi
Mefâhirle muştulanan hür, yarın senin
Savletinle gir meydana, vur, kârın senin!
Ebed çağrın yayılıyor, Allah’u Ekber!
Hâşmetinden çekiniyor ağyârın senin
Mefâhirle muştulanan hür, yarın senin
Bi-çârelerin üstüne çöken sâyebansın
Ey şehrâyin şarkısı! Rah-ı hıyâbânsın
Memduh ve muzâffer olan, cihânda teksin
Rabb-i Rahim, engelleri yolundan çeksin
Gâfil olmaz seni tutan elin sahibi
Toprağımın gözlerine dolan gerçeksin
Memduh ve muzâffer olan, cihânda teksin
Âşikâre bir dilek, minâre de salâsın
Ey hâyâ timsâli! Yıkılmayan kal’âsın
Bakışların sürûr verir, mest olur diyâr
Çattığında kaşlarını kast eden duyar
Menzillerin huzur veren barınağısın
Canım kurban olsun sana, ey sevgili yâr!
Bakışların sürur verir, mest olur diyâr
Vefadâr şehrimde bir ulu divân durdum
Ey sâhib-üt tâc! Sa’âdet penâh yurdum.
Mehmet Yaşar Genç
Kayıt Tarihi : 16.12.2018 16:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bayrak şiir yarışmasın da binlerce şiir içinden ilk yirmi arasında olan bir eser. Belki de ilklerde olması gereken bir eserdir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!