I. İnsan Olmak ve Rızalık
İnsan denmez mi akla, mantığa, bilime yakın olana?
Sevgiyle işlenmiş kalp taşıyana…
Rızalık nedir, dedim ana-baba, kardeş, dost, komşuya:
“Biz senden razıyız, Allah da senden razı olsun.”
O anda yükselir ruhumda huzur iklimi.
II. Aşkın Metafiziği
Sarraf değilim ben, her taşı inci sanan…
Kalbim kör, sağır, dilsiz mi sandın hakikatten uzak?
Bir çakıltaşıyım kalabalıklarda,
Ama içimden parlayan inci bir sevda akıyor.
“Seviyorum seni” diyebilmek ne büyük mucize;
Sessiz gemiler geçer gönlümden, kimseyi rahatsız etmeden.
III. Sac ve Hamur
Sacın altındayız, ben ve aşkın ateşi…
Hamur yoğurdum un, su, tuz, maya ile;
Üstüme sac koydum, kor alevler sarmış her yanımı.
Kendimi pişiriyorum sevda fırınında,
Her çevirişte yanıyor, her yanışta olgunlaşıyorum.
IV. Mi‘râç ve Cennet Katları
Göğe yükselir gönlüm bir merdivenle—
Me’vâ’da sığınak, Huld’da ebedi duruş,
Na‘îm’de rahat nefes, Firdevs’te çiçekli bahçeler…
Dâru’l-Mukâme’de güven, Dâru’s-Selâm’da esenlik;
Son durak Illiyyûn: sevdanın zirvesi, Sidretü’l-Münteha.
Mi‘râç benim merdivenim,
Senin aşkın her katıma ışık saçar.
Senin diyarında gezmek değil mi cennet?
Sensizlik diyarıysa ölümden başka ne?
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 26.7.2025 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!