Aski Bilene Sevgili Kafidir

Miadında bir yığın bilinmezleriyle
Ortaklıkta seken serseri kurşunlardan kaçıp kurtulmaya beterin beterinden
Şuncacık canıyla şerden beladan aşka uçan serüvenlere talip olan çatal yürekli çırpınışın
Bana niye böylesini reva gördün şikayetine çarpıp bulaşmadan boşluğu var gücüyle tarayarak
Kanatlandığı sevinçlere süzülen kırlangıçlar misali kahırsız ruhsatsız bavulsuz ve sonsuz coşkuyla
Gönlünün estiğine dalıp çıktığı unutulur gibi değillerden derme çatma gezginliği ömrüne yol yapan
Ucu kasırgalara açık fırtınalarda bile
Üstü başı ayaza sarmış, evi barkı kar tutmuş kara kışlarda bile
Eşiği odası merdiveni sefer sayısı bilinmeyen çıkmaz sokakların mahrumlar ücrası olsa bile
Herkesin yüzünden sızıp dökülen yağmurlar ayrılanların yaralı sancısına bulaşır ve karışır
Yağmurlu sokaklarda üstü kilitlenmiş soğuk kapılarda, suskun dillerde bile
Aşkı bilene
Aşkı kendinden bilene
Sevgili kafidir
Sarpa saran dağ bayırlar sonbaharında bile
Merdivenleri zor çıkılan yıllarda ve yollarda bile
Her ölüm sancısında
Yalnızlığa bağışıklık kazanmış her seferinde başka türlü ayrılıkları diriltir gibi
Hadi bilemedin bunda yitiklere sürgün olmak neyse de,
Hayattan yıldıran
Dünyadan bezdiren
Yarına varamayacak kadar İki kere üstüste kışı yaşamaktan muzdarip
Lafın gelişine artık hangi sancı ve sızı uyarsa birbiriyle işaretleşerek çalıp söyleyen sazlar topluluğunun
Yankılanan bulanık çığlıkları zor gelir kendini bir başkasının hayatında ararken yitiren insana
Zamansızlık
Anlamsızlık
İmkansızlık
Ve hükümsüzlüklerle yokluğun bedelini ispat etme derdinden ölüp üzülen hiçlik duygusu bozuk bir yol gibi
Altından kalkılamayacak yokluklarla yalnızlık çığrışan hayatında adım atacak vakti hali kalmamışlığın
Sorma gitsin
Değme gitsin
Yürek çarpışları şehrin ana caddelerinde çıkmaz sokaklarında ve saat kulelerinde çınlayan
Issızlığa yağan yağmur
Balkonda aysız buruk gece
Bilmediğine yabancılaşmak yetmezmiş gibi bir de yasak ve saklı suçluluğu üstüne alıp avarelikten
Günahlara girip çıkarak dönülmez gidilmez uzaklara dert ortaklığı sormaya, deme gitsin civarını
Soran da
Arayan da
Bulamadığı huzurdan yorgun düşen de
Takati solgun kumaşı İyi durmasa da hüznün yanında efkar, kederin yanında aşka giden yol varsa sevgili kafidir
Çavdar tarlasında bile,
Nar bahçesinde bile,
Çınarlık tepesinde bile
Dağ Pınarlarında bile ve dalgası köpüren denizler ki..
Saat saat yabancı bir zamandan çıkarak
Yabancı yerlere günaydın kapılarını açıp dünya toprağını huzura seren temmuzda bile,
Aşkı bilene
Aşkı kendinden bilene
Sevgili kafidir

Haziran/25