İnsan oturup düşündüğünde her şeyin anlamsızlaştığını fark ediyor. Hayat, insanlar, isimler, kavgalar, barışlar ve aşklar, her şeyin anlamı yitip gidiyor. Zaman geçtikçe, bu hiçliğin içinde de nefes alamaz oluyoruz. Hiçbir mecburiyetimiz yokken, bağlı olarak yaşadığımız her şeyin bir anda kaybolup gitmesini diliyoruz.
“ Bir yıldız kaysa gökyüzünden bana doğru ve ben dileğimi tutsam. Kaybolsam…”
Gerçek dünyalarımızdan sıyrılıp kaçalım şimdi, masal kaçkınlarından boş kalan yerlere. Her taşının altından binlerce sır çıkan ülkelerin birinde bulalım kendimizi. Güneşi kırmızı, denizi sarı, dağları mor ve tüm çiçeklerin de gece rengi olduğu, gökyüzünün herkese başka bir renkte göründüğü bir ülke burası. Ağaçlarında meyvelerin yerine şarkıların asılı olduğu, acıktıkça müzikle doyulan bahçeleri olsun bu ülkenin.
Aşkları bir başka yaşanır bu ülkenin. Yaşadığımız dünyanın yalan barındıran, adına aşk dedikleri müsvedde sevgi gösterilerinden değildir. Hastalıklı ruhlarımıza, deva olacak iksirleri sunar bize bu diyarların sunakları. Hani, kaçarsınız ya hayatın çıkmaz sokaklarında aşktan, bu ülkede dalıverirsiniz içine. Bize göre düş… Onlara göre gerçek…
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta