Aşk, ruh hastalığıdır demiştik. Şimdi de şizofren bir aşıktan bahsedelim biraz. Aşka yakalanan herkes şizofren oluyor aslında, ama biz biraz farklı bir açıdan değerlendireceğiz şimdi bu aşığı.
“Gözümün nuru, burnumun direği, avuç içim, göz bebeğim, canımın içi, vs…” Daha neler neler söylenir sevgiliye. Burnunun direği olmak nasıl bir şeydir acaba? Kimse bana bu güne kadar “Sen benim burnumun direğisin” demedi doğrusu. Hani burnunun direği sızlar insanın türlü durumlarda. O zaman benim mi sızlamam gerekir doğrusu, merak ediyorum.
Gözümün bebeği ya da nuru; “İrisim sensin, gözümdeki ışık sensin “der gibi. Ya da, “ Gel seni gözüme koyup gezdireyim” ya da “lens yerine seni taksam olur mu? ” der gibi.
Avucunun içine ya da canının içine nasıl koyar insan sevdiğini? Dövmeyle resmini yaptırmaya kalksanız, tutun günün birinde terk ettiniz ya da ihanet etti size. Her avuç içine baktığınızda karşınızda o hain yüz ya da isim, her neyse artık.
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum