katar katar hüzünler götürürken
sözü sırça bir şairin ilk ve son baharını
yaralı yerlerine gül döküyor
her eylülde inci çiçeği
haziranda kan damlası çocuklar
içim dışım kördüğüm
hep çiçektir gördüğüm
ikr’a dedim içimden
gönüller açıldı ak sayfalar içinden
kimi tomurcuk kimi gonca
kiminin yaprakları
bahar sürgünüydü anca
hercai menekşeler cam kenarında
küstüm çiçekleri duvar yanında
mavi kara tahtalarda
atlara binmiş günler geçirdik
tahtalar eskidi biz hep yeni kaldık
bir lalede istanbul’dan isfahan’a
bir gül ile trabzon’dan semerkant’a yol aldık
sadağımda sözleriniz
suda nergis gözleriniz
şu bayrak şu marş
ve o mavi gözlünün duldasında
günleri kül eyledik
ışık dedik bilgi dedik aşk dedik
azı çokla çoğu birle söyledik
sarmaşıktı yollarımız
hep ümitti dallarımız
parmak uçlarınızda
bir şehrayindir şimdi tahtalar
en uzak yıldızların içinize dolduğu
ışık kadar karanlıklar var önünüzde
gidenlerin kaybolduğu
zülfüarus sümbülteber
yol bulalım mı beraber
bir gün ziller çalar
gelecek dünyalara taşırsınız
silikon tahtaların ışığını
ve sonra ziller çalar
sınıflar unutur aşığını
bir kuşun kanadında
buhurumeryem tadında
Kayıt Tarihi : 14.11.2018 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Öğretmenler Günü anısına yazılan ve ödül alan dördüncü şiirim. Trabzon Belediyesi ve il milli eğitiminin birlikte düzenlediği yarışma için yazdım. Sürmene'den postaya verdim ama sekiz günde il merkezine gidip postanenin üç yüz metre uzağındaki özel büroya ulaşamayınca katılımın son gününde mesai bitiminde elden verilen 63. son şiir olarak listeye eklenip 3. olabilen kendisi kısa hikayesi uzun ve mazlum bir şiir oldu. Sekiz günde ile gidemeyen zarf, son günde ben yenisini verip okula geldiğimde iade olarak bana ulaştı.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!